HVAC

Makina Mühendisleri Odası tarafından İzmir Şubesi yürütücülüğünde düzenlenen Tesisat Mühendisliği Kongresi 12. kez gerçekleştirilecek. Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Teskon Düzenleme Kurulu Üyesi Yunus YENER aşağıdaki bilgileri aktarıyor.

12. kez düzenlenecek teskon’un geçmişi
1990'lı yıllarda makina mühendisliğinin önemli alanlarından biri olan "Tesisat Mühendisliği"; yaşamımızın her alanında farkına varmadan yararlandığımız koşulların yaratıcısıyken, kamuoyunda pek tanınmamakta ve mesleki önemi yeterince kavranamamaktaydı. Yaşam giderek çok katlı ve büyük hacimli yapılara doğru taşınmakta ve bu yapılarda konforlu bir yaşamı tasarlamak noktasında tesisat mühendisinin sorumluluğu ve önemi artmaktaydı.

O günlerde gelişmiş ülkelerde pek çok örneği görülen, ancak ülkemize henüz girmemiş olan bir organizasyonu, çağdaş bilgi ve teknolojilerin tartışılması ve yaygınlaştırılması amacıyla Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi’ni ilk kez 15-17 Nisan 1993 tarihleri arasında İzmir Balçova Termal Tesisleri’nde düzenledik.

Bugün on ikincisinin çalışmaları yürütülen ve 11 tane sunum salonunun bile yetersiz kaldığı bir sektörel kongreden bahsediyoruz ki; bu da kongrenin ulaştığı boyutu göstermektedir. Teskon; seminerleri, sempozyumları, kursları, teknik bildiri oturumları, panelleri, konferansları, çalıştayları, sabah toplantıları ve sosyal etkinliklerinin yanı sıra kongre paralelinde düzenlenen fuar ile oluşturduğu sinerjiyle; sektör için gelenek haline gelen önemli bir bilgi üretme ve paylaşma platformu olma özelliği taşımaktadır.

 

Tesisat Mühendisliği Kongresi hakkında

Hazırlık çalışmalarına 2 yıl öncesinden başlanılan Teskon 2015 için düzenleme ve yürütme kurulları oluşturularak kongrenin çerçevesi belirlendi ve içeriğinin oluşturulması için çalışmalar başladı. Sektör derneklerinin görüşlerini almak amacıyla İstanbul'da toplantı gerçekleştirdik. Geçmiş yıllarda oluşan önerileri de göz önünde bulundurarak bugün hazırlıklarımızı belli bir aşamaya getirdik.

Teskon 2015’te ana temayı “Sağlık İçin Isıl Konfor ve İç Hava Kalitesi” olarak belirledik.

Tesisat mühendislerinin verdiği hizmetin amacını oluşturan ısıl konfor ve iç hava kalitesi konularını geçmiş kongrelerde, seminer ve sempozyumlarımızda ele aldık ve bunlar, katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü. Bu konuda kongrede görüşülen konular değerlendirilerek sonuç bildirgemizde kamuoyu ile paylaşıldı. Bunları kısaca şu şekilde özetleyebilirim:

Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde yapılan araştırmalar, mekanik havalandırma tesisatları olmayan okullarda iç hava kalitesinin düşük olduğunu ve bunun sonucunda astım ve astıma bağlı sağlık problemlerinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Günümüzde, hava kalitesinin yeterli olmaması nedeniyle artan astım vakaları ve bulaşıcı hastalıklar okullardaki devamsızlığın ana nedenlerinden biridir. İç hava kalitesinin uygun olmaması, sağlık problemleri doğurduğu gibi, öğrencilerin öğrenim performansını da etkilemektedir. Düşük iç hava kalitesi, dikkati azaltmakta, beyin aktivitelerini negatif yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda iç hava kalitesi yüksek olan bir okulda, sınavlardaki başarıların, iç hava kalitesi kötü olan okullara göre %14-15 daha yüksek olduğu görülmüştür. Ülkemizde sınıflardaki öğrenci sayılarının daha fazla olması iç hava kalitesinin bozulmasını hızlandırmakta ve sebep olduğu olumsuzlukları arttırmaktadır. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığımız iç hava kalitesinin uygun değerlerde olması için yeni okul projelerinde mekanik havalandırmayı zorunlu kılmalıdır. Mevcut okullarda da belli bir program çerçevesinde eksikliğin giderilmesi planlanmalıdır.

İç hava kalitesinin geliştirilmesi ile ilgili uygulamaların yanında, ülkemizde iç ve dış hava kalitesinin yer ve zamana bağlı değerlerinin belirlenmesine yönelik yoğun araştırmalar başlatılmalı ve desteklenmelidir. Çünkü iklim, kullanılan malzeme, yakıt, kültür ve diğer bazı faktörlerden kaynaklı olarak iç ve dış hava kirliliğine sebep olan kirleticilerin kompozisyonunda ülkeden ülkeye farklılıklar görülmektedir. Ayrıca, insanların zaman-aktivite bütçeleri de farklılık göstermektedir. Münferit küçük çaplı araştırmalar yapılmakla birlikte ülkemizde mevcut bina stokundaki iç hava kalitesini betimleyecek ve iç hava kalitesini etkileyen değişkenlerin etki düzeylerini ve ülkemize has değişkenler olup olmadığını araştıran geniş çaplı çalışmalar bulunmamakta. Yani bir mevcut durum bilgisi eksiği var. Bu eksiğin giderilmesini takiben insan sağlığını korumak için zaman-aktivite bütçelerine dayalı olarak kirleticilere, maruz kalma sürelerini minimize edecek şekilde iç hava kalitesi rehber değerleri ya da standartları oluşturulmalıdır.

Şimdi bu konuları daha kapsamlı ele alarak sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Bugün itibariyle kongre süreçlerinde tespit edilen çözüm bekleyen sorunları sıralarsak çözüm bekleyen sorunlar nelerdir?
Kentsel dönüşüm çalışmaları; geleceğin sağlıklı, güvenli, enerjiyi verimli kullanan, çevreye en az zarar veren, konforlu yapılarını oluşturma stratejisiyle, uzman kesimlerce çok yönlü olarak ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle yapılacak çalışmaların temel ilkeleri ve işleyişi açısından ülke genelinde tartışmaların yaygınlaştırılması, bilimin, tekniğin, ilgili kurum ve kuruluşların ve en önemlisi halkın karar süreçlerine katılması çok önemlidir. Bugün baktığımızda kentsel dönüşüm, kentin rantı yükselen bölgelerine yönelik geliştirilen yıkım ve yeniden yapım süreçleriyle bir yandan kent yoksulları yerlerinden edilirken, diğer yandan kentsel dönüşüm projeleri üzerinden sermayeye kaynak aktarımı hız kazanmıştır.

Meslek içi eğitimin önemi, kurslara yoğun katılım ile kanıtlanmıştır. Meslekte uzmanlık ve belgelendirme çalışmalarında Makina Mühendisleri Odası`nın yanı sıra sektör dernekleri ve üniversiteler de bu süreçlere katkı koymalı ve bu alanda uygulamalı eğitim merkezleri hayata geçirilmelidir.

Ülkemizde hastane hijyenik alanlarının klima ve havalandırma tesisatı, test, devreye alma ve bakımı konusunda zorunlu bir norm olmaması, bu alanda keyfi uygulamalara yol açmakta ve sağlığa aykırı hastaneler ortaya çıkmaktadır. Bu alanda Odamız tarafından önerilen standart taslağı hazırlık çalışmaları ilgili kurumların da destekleri alınarak bir an önce standart olarak yayımlanmalıdır.

Tasarım süreçleri alanındaki yasal mevzuatın sürekli değişikliğe uğraması ve uygulanamayan mevzuatın dayatılması sorunları nedeniyle, tasarımcılarımız asıl odaklanması gereken teknik standartlar özelinde çalışmalara başlayamamakta, bunun sonucunda doğru ve uygulanabilir tasarımlar gerçekleşememektedir.

"Ruhsat Projesi" diye tabir edilen ve sadece yapı ruhsatı almak amacıyla yapılan projeler uygulama aşamasında değişikliğe uğramakta, yapılar ilgili idarelerce onaylanmış olan tasarımından farklı sonuçlanmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için yasal mevzuat yeniden düzenlenerek, gerçek ihtiyaçlara yönelik planlamanın önü açılmalıdır.

Son yıllarda gerçekleştirilen yönetmelik değişiklikleri tasarımcı mimar ve mühendislerin meslek odalarıyla bağlarını koparmaya yöneliktir. Bu değişiklikler, gerek mesleki denetimlerin, gerekse bu kongrelerde yürütülen çalışmaların meslek ve meslektaşların gelişimine ve bu alanın kamu yararına düzenlenmesine engel olmaktadır.

Teskon'un, ilk düzenlendiği tarihten bugüne kadar kendi alanında çok ciddi bir bilgi paylaşım misyonunu yerine getirdiğini düşünüyoruz. Bu önemli etkinliğe bugüne kadar katkı koyan, bu başarıda payı olan herkese, kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Bu birlikteliği daha üst seviyeye çıkarabilmek için sektör içinde yer alan tüm kurum, kuruluş ve kişileri 8-11 Nisan 2015 tarihlerinde MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi-İzmir'de düzenlenecek olan Teskon'a davet ediyorum.{jcomments on}

Save
Cookies user preferences
We use cookies to ensure you to get the best experience on our website. If you decline the use of cookies, this website may not function as expected.
Accept all
Decline all
Functional
Tools used to give you more features when navigating on the website, this can include social sharing.
AddThis
Anladım!
Decline