Çevre

Türkiye’nin Belediye Başkanları iklim değişikliğinin bilincinde olduklarını ve sorumluluk almaya hazır olduklarını  duyurmak için İstanbul’da “Türkiye’de Sürdürülebilir Kentler: Düşük Karbonlu Sürece Geçiş Nasıl Yönetilir?”  başlıklı konferansta bir araya geldi.

Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye ve Fransız Kalkınma Ajansı (AFD)’nin ortaklaşa düzenlediği Konferans, 15 Kasım 2011 tarihinde İstanbul Hilton Oteli’nde gerçekleştirildi.

DenizBank’ın ana sponsorluğunda gerçekleştirilen konferansta dünya kentleri iklim değişikliği ile ilgili ne tür önlemler alıyor, sürdürülebilir kentler için örnek eylem planları, konu ile ilgili nasıl kaynak sağlanacağı gibi konular ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Fransa Türkiye Büyükelçisi H.E. Laurent Bili konferansın amacını şehirlerimizi bugün ve yarın nasıl daha yaşanır hale getiririz gibi teknik bir soruya cevap aramak şeklinde özetleyerek “Fransa son üç yıldır bu konuya çok önem veriyor. Fransa’da nüfusu 50 binin üzerindeki yerleşim bölgeleri karbon salımlarını azaltmak ve nüfusu iklim değişikliğine hazırlayacak bir eylem planı hazırlamakla yükümlü” dedi. Fransa Türkiye Büyükelçisi H.E. Laurent Bili,  çok sayıda Türk Yerel Yönetimleri’nden yetkililerin bu konferansa katılmış olması, konunun öneminin farkında olunduğunun bir göstergesidir. Sizlere ihtiyacımız var, iklim değişikliğine karşı hep beraber elele vermeliyiz” diyerek konunun önemine bir kez daha dikkat çekti.

Son 15 senede dünyanın konuya daha farklı baktığını ve iklim değişikliği için dünyanın pekçok yerinde pek çok çalışma yapıldığını belirten AFD( Fransız Kalkınma Ajansı) Direktör Yardımcısı Martha Stein-Sochas, yerel yönetimlerin iklim değişikliğinde sürdürülebilir kentler yaramak için kilit nokta olduklarını söyledi. Sochas elimizdeki verilere baktığımızda Amerika’da sera gazı salımı dünyada en fazla kullanım iken, toplu taşıma araçlarını daha yaygın kullanan Asya şehirlerinde ise ise bu salımın daha az olduğunu vurguladı. AFD( Fransız Kalkınma Ajansı) Direktör Yardımcısı Martha Stein-Sochas, sürdürülebilir kentler yaratmak istiyorsak şehir planlamadan yapılaşmaya, enerjiden çöp yönetimine, ulaşımdan su ve kanalizasyona pek çok alanda önlemler almamızın gerekliliği üzerinde durdu.

2050 yılına kadar dünyada kent nüfusu haftada 1 milyar arttığını söyleyen REC İcra Direktörü Martha Szigeti Bonifert, 2050 yılında Dünya nüfusundaki bu artışın gıda güvenliği, su ve diğer doğal kaynakların sürdürülebilirliği açısından büyük tehdit oluşturacağı vurguladı. Dünya şehirlerinde yüzde 50-50 olan kırsal kent nüfus dağılımının önümüzdeki günlerde büyük bir tehdit olduğunu ve Türkiye’nin bir an önce şehirler için gerekli tedbirleri alacak eylem planlarını oluşturması gerekliliğini vurguladı.

Emekli Müsteşar, Çevre ve Orman Bakanlığı  ve REC Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Z. Sarıkaya Türkiye  gibi kent nüfusunun hızla artığı ve mevcut düzenin hızla değiştiği günümüzde yerel yönetimlerin değişime hızla cevap vermesi gerekliliği üzerinde durdu. Sarıkaya yerel yönetimlerde düşük karbonlu sürece geçerken idari ve mali yaptırımların taviz vermeden uygulanarak daha katı bir tutum içinde olunması gerekliliğini vurguladı.

Konferans’ta yer alan dört ana panelde “Geleceğin Kentlerine Doğru”, “Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma”, “Söylemden Eyleme” ve ”Sürdürülebilir Kentlerin Finanse Edilmesi” konularının üzerinde duruldu.

Konferansın sonunda iklim dostu kentlere çağrı niteleğindeki bildiriyi okuyan Gaziantep Belediye Başkanı Dr Asım Güzelbey,  konfreransa katılan belediyeleri imzaya davet etti.  Bu bildiri ile belediyeler “iklim değişikliğinin farkında,  sorumluluk almaya ve üstlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını” kabul eden bir bildiri altına imza atıyorlar. Bu bildiri önümüzdeki dönem Türkiye’nin diğer belediyeleri için de imzaya açık olacak.

Söz konusu konferans, ICLEI-Local Governments for Sustainability ve Marmara Belediyeler Birliği (MBB)’nin destekleri ile gerçekleştiriliyor.

 

İKLİM DOSTU KENTLER BİLDİRİSİ
Kentler için Harekete Geçme Çağrısı


Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı kentlerde yaşıyor. Birleşmiş Milletler Habitat verilerine göre kentler, dünyadaki enerji tüketiminin yaklaşık %75’inden, küresel sera gazı salımlarının da %80’ininden sorumlu. 2030 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %70’i kentlerde yaşayacak.
Türkiye’nin nüfusu 2010 yılında 73 milyona ulaştı ve bu nüfusun yaklaşık %80’ini kentlerde yaşıyor. Türk Belediyelerinin hizmet vermiş olduğu alanların büyüklüğü, nüfus yoğunlukları, her bir bölgedeki ekonomik sektörler ve iklimsel koşullar büyük farklılık gösteriyor. Kent nüfusundaki ve iklim değişikliğinden kaynaklı risklerin sayısındaki artış bir arada düşünülürse, kentler de bu risklerden olumsuz bir şekilde etkileniyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü aracılığıyla hükümetler ölçeğinde, karbondioksit başta olmak üzere, küresel sera gazı salımlarının tehlikeli seviyelere ulaşmaması için farklı çözümler ortaya koyuluyor. Bu çözümler, sera gazı salımlarının azaltılması, iklim değişikliğinden kaynaklanan risklere karşı direncin arttırılması ve bunlara karşı önlem alınması amacıyla kurgulandı ve uygulamaya kondu.

Kyoto Protokolü’nün 2012 sonrasında devamının nasıl sağlanacağına dair tartışmalar devam ediyor. Bu yıl Aralık ayında Güney Afrika’nın Durban kentinde düzenlenecek olan 17. Tarafl ar Konferansı’nda da iklim müzakerelerinin kaderi ile ilgili önemli kararların alınması bekleniyor. Yerel yönetimler de bu müzakerelerin şekillenmesinde aktif olarak yer alıyor. Bu süreçler, 2012 sonrasında atılacak somut adımlar için büyük bir altyapı oluşturuyor. Bundan sonra atılacak adımlar için net bir çerçevenin belirlenebilmesi amacıyla iklim müzakerelerinin acilen başarılı bir şekilde sonuçlandırılması gerekiyor. Kentlerin daha yaşanabilir, çevreyle uyumlu, daha sağlıklı, olumsuz risklere karşı dirençli ve daha karbon dostu olmasını sağlayacak adımlar ile bizler de üzerimize düşen sorumluluğu şimdiden yerine getirmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Biz Türkiye’nin öncü Belediye Başkan’ları olarak;

• Bilimsel veriler ışığında, iklim değişikliği tehdidine karşı etkin bir çözüm için zamanın çok kısa olduğunun bilincindeyiz.
• Hükümetlerin başta karbondioksit olmak üzere iklim değişikliğine neden olan sera gaz salımlarının ve iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin azaltımında önemli bir rolü olduğunu düşünüyoruz.
• Türkiye’deki kentler arasında da iklim dostu uygulamaların yaygınlaşması için farklı kentler arasındaki deneyim paylaşımına büyük önem veriyoruz. Türkiye’deki kentlerin hem birbirleriyle hem de dünyanın farklı bölgelerinden diğer kentler ile deneyim paylaşımında bulunmalarının atılacak adımlara hız kazandıracağı inancındayız.
• Küresel sorunların çözümü için yerel uygulamaların yaratacağı büyük etkinin farkındayız.
• İklim değişikliği sorununun çözümünün, kentsel planlama ve arazi kullanımı, toplu ulaşımın desteklenmesi, temiz yakıtların teşvik edilmesi, trafi k yoğunluğunun azaltılması, alternatif ulasim araçlarının desteklenmesi, sürdürülebilir su ve atık yönetim stratejilerinin uygulanması gibi sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile mümkün olabileceği düşüncesindeyiz.
• Kentler için hazırlanan stratejik planlama süreçlerine yerel iklim eylem planlarının entegre edilmesinin önemine inanıyoruz. Bu bütünleşik planlama sürecinin fi nansman akışındaki sürekliliğisağlayacağının bilincindeyiz.
• Eylem planlarının hayata geçirilmesiyle elde edilecek sonuçların kamuoyu ile paylaşılmasının şeffaf bir süreci yaratılabileceği kanaatindeyiz.
• İklim Değişikliği Eylem Planlarının, bilinçlendirme çalışmaları, ulaşım, atık yönetimi, binalar ve enerji sektörlerinde uygulanacak geniş yelpazede birçok örnek proje ile hayata geçirilebileceği düşüncesindeyiz. Bu plan ve uygulamaların, küresel olarak yürütülen mevcut çabalara önemli derecede katkı sağlayacağının farkındayız.
• Yerel yönetimlerin belirtilen hedefl ere ulaşabilmesi ve uzun dönemli yenilikçi projelere yatırım yapabilmesi için sürdürülebilir ve uzun vadeli fi nansal kaynaklara ihtiyacı vardır. Kamu-özel sector ortaklıklarının geliştirilmesi, piyasa mekanizmalarının hayata geçirilmesi, teşvikler ve karbon piyasaları gibi yenilikçi fi nansal kaynaklar, bu ihtiyacı karşılayabilir.



SOLAR STORAGE & NEXTGEN 2024

07 - 09 Kasım 2024 - İSTANBUL
SOLAR STORAGE 2023
Save
Cookies user preferences
We use cookies to ensure you to get the best experience on our website. If you decline the use of cookies, this website may not function as expected.
Accept all
Decline all
Functional
Tools used to give you more features when navigating on the website, this can include social sharing.
AddThis
Anladım!
Decline