İzocam Genel Direktörü Murat Savcı; "Çevre, İnsan Sağlığı, Sürdürülebilirlik ve Dijital Dönüşüm ile İlgili Projelere Yatırım Yapıyoruz"
1. İzocam’ın gündemi, son gelişmeler, çalışmalar, yenilikler hakkında bilgi alabilir miyiz?
2020 yılında başlayan ve halen devam eden pandeminin sonucunda değişen piyasa koşullarına rağmen büyüme performansımız devam ediyor. 2020 yılını bir önceki yıla oranla yüzde 30'a yakın bir ciro büyümesi ile kapattık. 2021 yılına ise geride bıraktığımız bu başarılı dönemin motivasyonuyla adım attık.
Şu an ise gündemimizde yoğun şekilde tesislerimizde yaptığımız çevre dostu yatırımlar, sürdürülebilirlik hedefli çalışmalar, sağlıklı yalıtım ürünleri konusunda yaptığımız yatırımlar ve bu alanda farkındalık artırıcı projeler ile dijital alanda ve insan kaynakları alanında yaptığımız yatırımlar var.
Çevre ile ilgili projelerimizin başında, bu senenin ilk yarısında Tarsus tesisinde yaptığımız ve bize dünya standartlarında emisyon değerlerine ulaşma imkanı sağlayacak olan baca filtresi yatırımı geliyor. Yine bu tesisimiz için yakın zamanda çevre dostu tesis hedefimize katkı yapan önemli bir adım daha attık. Tarsus Tesisimiz Temmuz ayında Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı.
Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) her zaman önceliğimiz olduğu için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık yaratacak projeler bu sene de ana gündem maddemiz oldu. 2021’de Eskişehir Tesisimiz iş kazasız 3.; Tarsus Tesisimiz ise iş kazasız 2. yılını kutladı. Sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı ve sıfır çevre kazası için attığımız adımların güzel dönüşünü aldığımız bir yıl geçiriyoruz.
Bu yıl ayrıca, insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gerekliliği üzerinde yoğunlaştığımız çalışmalarımız ve bu alandaki yatırımlarımız da devam ediyor. Ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen insan sağlığına zarar vermeyen yalıtım ürünleri üretmeye devam etmiş bir firma olarak, mineral yün ürünlerimizin uzun yıllardır sahip oldukları EUCEB belgesinin önemini dile getirdiğimiz bir reklam kampanyası yürütüyoruz. Diğer taraftan paydaşlarımıza yönelik, XPS ve EPS ürünlerin kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermemesi yönünde uyarıcı faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Bu çalışmalar dışında müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimizden daha kolay faydalanabilmesi, gerekli finansman desteğinin sağlanabilmesi için de sene başında somut adımlar attık. İzocam yalıtım ürünlerinde tüketiciye finansman desteği sağlanması için Garanti BBVA ile iş birliği içindeyiz. İzocam ürünlerine özel bir limitte geliştirilen, dosya masrafsız “Bireysel Çevreci Bina Yalıtımı” kredisini, yalıtım yaptırmak isteyen ihtiyaç sahipleri için oldukça avantajlı finansal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca ciromuzdaki payı şu an %20 olan ihracat satışlarının payını da artırmayı hedefliyoruz. Bu nedenle yeni pazar arayışlarımız devam ediyor. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz ülkelerde de yeni bayilikler veriyoruz.
Diğer taraftan insan odaklı çalışma anlayışını benimseyen bir markayız. 2018 yılından beri Top Employer (En İyi İşveren Markası) sertifikasına sahibiz ve İnsan Kaynakları süreçlerimizde çağın gerekliliklerine uygun, yeni neslin ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp geliştirmeye devam ediyoruz.
Sektöre kazandırdığımız kaliteli ve güvenli ürünlerin yanında, sahip olduğumuz uzmanlık ve yalıtım konusunda verdiğimiz danışmanlık nedeniyle de tercih edilen bir markayız. Bu nedenle, 2021’de de alt yapı çalışmalarından havalimanlarına, enerji santrali projelerinden renovasyon projelerine, AVM’lerden fabrikalara, hastanelerden toplu konutlara kadar Türkiye’nin ve ihracat pazarlarımızın önde gelen projelerinde yer almayı sürdürüyoruz.
2. Türkiye ve yurtdışı pazarlar ile ilgili Pazar payınız, pazarla ilgili bu seneki durumunuz, stratejileriniz neler?
Tüm yalıtım ürünlerinde sahip olduğumuz %20 pazar payı ile sektör lideriyiz.
İzocam olarak 2021 yılının ilk 6 ayında, geçen yılı aynı dönemine kıyasla oldukça başarılı bir satış ve karlılık grafiği yakalamış durumdayız. İç ve dış piyasa toplamında %90’a yakın bir ciro artışına imza attık. Bu gelişmede; İzocam olarak farklı kanal ve ürün gruplarımızdaki stratejilerimizin sağladığı katkılarla birlikte, piyasaların pandemi sürecine uyum sağlanmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle proje pazarının daraldığı dönemde, perakende satış kanalımızda yer alan bazı ürün gruplarında %100’ün üzerinde büyüme yaşadık. 2021 yılının ilk altı aylık döneminde iş hacmimizdeki bu olumlu gelişmeler ışığında, başarılı bir yılı geride bırakacağımızı öngörüyoruz.
Yurtdışında ise 20 yerleşik bayimiz ve 200 alt bayimiz ile ihracat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu yıl, ihracat pazarlarımızda da başarılı bir grafik sergiliyoruz. 2021 yılının ilk altı aylık döneminde geçen senenin aynı dönemine kıyasla, ihracat ciromuzda %75’in üzerinde bir büyüme sağladık.
3. Mevcut piyasa koşullarında önemli bir hal alan ihracatı geliştirmek için yaptığınız çalışmalar neler? İhracatta ne noktadasınız?
Pandemi sürecinde üretim programımızı ve stoklarımızı, değişen pazar ihtiyaçları doğrultusunda hızla adapte edebildik. Bu esneklik kabiliyetinin sonucu olarak, ihracat pazarlarımızda da iyi bir satış ivmesi yakaladık. Ayrıca ürünün ihracat yaptığımız ülkelere verimli şekilde nakliyesi ve avantajlı depolanması konularında akılcı çözümler üretmeye odaklanıyoruz. Bu da pazarda tercih edilirliğimizi artırıyor.
İhracatı 600.000 m³’ü aşan bir firma olarak, ciromuzun %20’sini ihracat gelirlerimiz oluşturuyor. Başta Türki Cumhuriyetler, Afrika, Balkanlar, Asya ve Ortadoğu olmak üzere ihracat faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz.
Bu yıl, ihracatın ciromuz içindeki payını arttırmayı hedefliyoruz. Buna paralel olarak ihracatta yeni pazar arayışlarımız ve coğrafi yayılımımız devam ediyor. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz pazarlarda da yeni bayilikler veriyoruz. Özellikle son 2 yılda odaklandığımız Orta Afrika’daki pazar arayışlarımız bu dönem de devam ediyor. Diğer taraftan BDT ülkelerinde tanıtım faaliyetlerimizi artırıyoruz.
Orta Doğu iklimlendirme pazarının en önemli üreticisi olma konumumuzu koruyoruz. Bu başarımızı da her yıl ödülle taçlandırıyoruz. Sanayi İhracatçıları Birliği (ISIB) tarafından her yıl firmaların ihracat performanslarına göre verilen “Başarılı İhracatçılar” ödülleri kapsamında; “En Çok İzolasyon Malzemesi İhracatı Yapan Firma” kategorisinde, 4 yıl üst üste (2016-2017-2018-2019) 1.’lik ödülünün sahibi olduk.
4. Yakın dönemde yapmayı planladığınız yatırım var mı?
Bu sene yatırımlarımızın odağında çevre, insan sağlığı, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm ile ilgili projeler var.
Çevre dostu projelerimizin başında, bu senenin ilk yarısında Tarsus Tesisi’nde yaptığımız baca filtresi yatırımı geliyor. Tesisimizin çevresel koşullarla en uyumlu şekilde çalışmasını sağlamak üzere attığımız bu çevre dostu teknolojik yatırımla, dünya standartlarında emisyon değerlerine ulaşmayı hedefliyoruz. Sera gazı salımını standartların çok altına çekecek olan yeni baca filtresi ile sürdürülebilir bir dünya için yaptığımız katkıyı bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz.
Tarsus Tesisi’nde, çevre dostu tesis hedefimizi destekleyen diğer bir somut adım ise yakın zamanda bu tesis için almış olduğumuz Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi oldu. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen bu belge; tesisin, temel seviyede israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir dizi süreci tamamlamış olduğunu ifade ediyor. Yıl sonuna kadar tüm tesislerimiz için bu belgeyi almayı hedefliyoruz.
Diğer taraftan yine Tarsus Tesisi’mizde yeni bir paketleme sistemine geçiş yapmak için gerekli tüm yatırımları gerçekleştirdik. Bu sayede daha modern bir paketleme sistemine geçtik. Kesintisiz hizmet verebilmek için bu sene camyünü tesislerimizdeki fırınlarda da sürekli yenileme ve yatırımlarımızı sürdürmekteyiz
Öte yandan, geçtiğimiz dönemde mineral yün ürün grubumuzun ambalajlarını yenilemeye başlamıştık. İlk olarak İzocam Camyünü’nün ambalajlarını, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yenilemiştik. Bu sene de İzocam Taşyünü’nün ambalajlarını, insan sağlığına ve çevreye duyarlılığı da ifade ederek yeniden tasarladık. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanarak, ambalaj boyları ve kullanılan paketleme miktarları yeniden düzenlenerek çevre dostu bir ambalajlama hedefledik.
Sağlıklı yalıtım konusunda da üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz ve bu sene tüketiciyi sağlıklı yalıtım konusunda bilinçlendirmek üzere kampanyalar yürütmeye başladık. 13 yıldır İzocam Taşyünü ve 12 yıldır İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikasına sahibiz. İzocam marka mineral yünler, EUCEB sertifikası ile insan sağlığına zarar vermeyen ürünler olduklarını uluslararası standartlarla kanıtlıyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test edilerek, elyafların sağlığa zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor.
Diğer taraftan gelişen teknolojiyle birlikte, iş yapış biçimlerimizde çağın gerektirdiği değişimi gerçekleştirmek amacıyla müşteri odaklı dijitalleşme yatırımlarımız devam ediyor. Geçen sene müşterilerimize sunduğumuz hizmet sürelerini kısaltan ve verilerin güvenliğini artıran SAP uygulamasını devreye almıştık. SAP sistemine geçişle birlikte, bayilerimize yönelik bir e-shop uygulaması olan İzocam 24 Bayi Portalı da SAP ile entegre bir sistem olarak yenilendi. Bu sene de İzocam 24’ü ihracat bayilerimize açmaya ve bu kanaldan yaptığımız satışları artırmaya yönelik geliştirme projelerimiz devam ediyor.
İnsanı merkeze alan bir şirket olarak, dijital çalışan deneyimine odaklı yatırımlarımız da şu an üzerinde çalıştığımız konuların başında yer alıyor. Bu kapsamda 2020’nin sonunda devreye aldığımız SAP SuccessFactors temelli yeni online platformumuz olan DEEP’deki geliştirme çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
5. Pazara sunduğunuz ürünlerin Ar-Ge çalışmalarınızdaki yeniliklerden, yeni ürünlerinizden bahseder misiniz?
İzocam, üretim süreçlerine yaptığı yatırımlar, inovasyon ve Ar-Ge’ye verdiği değer sayesinde 56 yıldır yalıtım sektörünün lideri konumunda yer alıyor. İzocam olarak yalıtım sektörünün dünyadaki gelişimini yakından takip ediyoruz. Ar-Ge ile ilgili hedeflerimize ulaşırken sadece mevcut ürün gamımızı kullanarak değil, yeni teknolojilerden de faydalanarak katma değeri yüksek ürün ve çözümlerle yol kat ediyoruz.
Ürün gamımıza Ar-Ge çalışmalarımız doğrultusunda müşterilerimizin ve pazarın beklentisine uygun yeni ürünler ekliyor, yalıtım ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayabilen güçlü bir marka olma özelliğimizi koruyoruz. Ar-Ge konusunda, Saint-Gobain Isover gibi dünya yalıtım pazarında teknolojik anlamda lider bir firmanın lisansı ile üretim yapmamız da bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. Diğer bir avantajımız ise yalıtımın tüm segmentlerinde faaliyet gösterdiğimiz için geniş fikir havuzuna sahip olmamız.
Yeni ürünlerin ciromuz içindeki payını yani “inovasyon katsayısı”nı bir başarı göstergesi olarak uzun yıllardır takip ediyoruz. Şu an yeni ürünlerin ciromuz içindeki payı %20,5 oranında. Yani diyebiliriz ki pazarın talep ettiği her 5 üründen biri yeni ürün statüsünde.
İnovasyon kavramının sadece ürünle ilgili olmadığının da farkındayız. Bu nedenle üretimin yanı sıra ürünün verimli şekilde nakliyesi, kolay taşınması, avantajlı depolanması ve kolay uygulanması konularında da akılcı çözümler üretmeye yoğunlaşıyoruz.
Örneğin pazarda hak ettiği değeri bulacağına inandığımız Kalibel, camyünü ile alçı levhayı bir arada sunan, ısı ve ses yalıtımı sağlayan profesyonel bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. İzocam Kalibel kolay ve hızlı uygulama avantajı sayesinde hastane, okul ve konut gibi yapılar başta olmak üzere tüm binalarda tercih ediliyor. Bir yüzü alçı plaka kaplı camyünü levhadan oluşan kompozit bir ürün olan İzocam Kalibel, dış duvarların iç yüzeylerinde, iç bölme ve komşu duvarlarda, merdiven ve asansör boşluklarına bitişik duvarlarda, ahşap karkas yapıların içten giydirilmesinde ses ve ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Aynı anda hem mineral yün hem de alçı levhanın uygulanmasına imkân sağlayan Kalibel ile yerinde uygulama süresi kısalıyor ve iş gücünde verim artıyor.
Diğer taraftan, Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde hafif ara bölmelerde kullanılmak üzere geri dönüşümlü malzemeler kullanarak geliştirdiğimiz, İzocam Mineral Yün Ara Bölme Levhası kolay taşınabilir ambalajıyla usta dostu bir ürün… Mineral yün ürün grubumuza eklediğimiz diğer bir ürün ise Endüstriyel binalarda, yerinde yapılan metal çatı ve cephe sistemlerinde kullanılmak üzere sektöre sunduğumuz ve farklı ısı yalıtım değerlerine sahip EBL ve EBL R+ ürünlerimiz oldu. Bu ürünler su itici özellikleri sayesinde bünyesine su almıyor. Mineral yün ürün serimizin üçüncü ürünü ise giydirme cephe uygulamalarında kullanılan Mineral Cephe Levhası. İzocam Mineral Cephe Levhasının üzeri camtülü kaplı olduğu için uygulama süresince hem dış ortam koşullarına karşı direnç sağlıyor, hem de havalandırmalı cephelerde hava akışıyla oluşabilecek malzeme yüzeyindeki deformasyonun önüne geçiliyor.
2020’nin sonunda, parke sektörüne yönelik uygulama kolaylığı ve bütçe tasarrufu sunan kullanıcı dostu ürünlerimize bir yenisini daha eklemiştik. Kullanımı yaygın olan laminat ve lamine parke altına uygulanmak üzere geliştirdiğimiz Nem Bariyerli Parke Altı PE, yüksek su buharı difüzyon direnci sayesinde parkelerin betondan nem alarak şişmesini önlüyor. Uygulama kolaylığı ve bütçe tasarrufu sunan kullanıcı dostu ürünlerimizden biri olan Nem Bariyerli Parke Altı PE Şilte, üstün su buharı direnci ve ses yalıtımı özelliği ile öne çıkıyor.
Sandviç panel tarafında ise, geçtiğimiz sene sinüs dalgaları ile sandviç panellere estetik kazandıran mineral yün bazlı İzocam Tekiz Sinüs Panel’i piyasaya sunmuştuk. Tekiz Sinüs Panel’in en büyük farklılığı, tasarım açısından sinüs şeklinde dalgalara sahip olması ve buna rağmen diğer düz yüzeyli panellerle de birleştirilebilmesi. Farklı renk sac seçeneklerine de imkan veren Tekiz Sinüs Panel hem form hem de farklı renk kullanma imkanıyla endüstriyel bina cephelerine tasarım zenginliği sağlıyor. Gizli vidalama özelliği sayesinde birleşim detayları görünmeyen Tekiz Sinüs Panel, sanayi binalarının cephelerinde tercih ediliyor.
6. Dünya yalıtım sektörü ile Türkiye yalıtım sektörünü kıyaslayarak, değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Ülkemizde yalıtım sektörü 11 milyon m³’lük bir pazara sahip ve kişi başına 5,5 m2 yalıtım malzemesi tüketimi olduğunu görüyoruz. Avrupa nispeten doygun bir pazar olmasına rağmen kişi başı ortalama 12 m2 yıllık yalıtım tüketimi bulunuyor, Almanya’da bu değer 15 m2’lere çıkıyor. Geçmiş yıllara göre kıyasladığımızda toplumun yalıtım bilincinde önemli bir artış olduğunu biliyoruz ancak daha alınacak çok yolumuz olduğu da bir gerçek. Türkiye’deki 10 milyonun üzerinde binanın iyimser bir tahminle sadece yüzde 20’si TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda…
Türkiye’ye baktığımızda 2019 yılında enerji ithalatımızın 41,2 milyar dolar ile 202,7 milyar dolarlık toplam ithalatın %20,3’ünü teşkil ettiğini görüyoruz. 2020 yılının ilk 9 ayında ise enerji ithalatımızın 21,5 milyar dolar ile 156,2 milyar dolarlık toplam ithalatımızın %13,7’sini oluşturmuş. Bu düzeyiyle enerji ithalatının, dış ticaret açığımızın en önemli kısmını teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine baktığımızda, Türkiye'nin enerji ithalatı faturası 2021 yılının ilk çeyreğinde 8 milyar 695 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. Son 10 yılda toplam enerji ithalatının ülke ekonomisine maliyeti 450 milyar doların üzerinde… Tükettiğimiz enerjinin yarısından fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları şart.
1 Ocak 2020 itibariyle yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi (EKB) zorunluluğu mevcut binalarda da binaların ısı yalıtımı açısından değerinin belirlenmesini görünür kılarken, enerji tasarrufu konusunda atılan önemli bir adım oldu. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini artık biliyoruz.
Enerji Kimlik Belgesi, orta vadede bizim de çok önemli olduğunu düşündüğümüz binalarda enerji tasarrufu sağlanması konusunda ciddi bir katkı sağlayacaktır. Eski binalarda belge mevcut duruma göre veriliyor ancak yeni yapılacak veya yapılmakta olan binaların EKB sınıfının en az C sınıfı gerekliliklerini sağlaması gerekiyor. Bu ancak inşaat sırasında ısı yalıtımı standartlarına uygun olarak tasarlanırsa sağlanabilir. Önümüzdeki dönemde ruhsat için başvuracak olan halen inşaatı devam eden binaların ve yeni inşaatlara başlayacak olan binaların sorumluları bu konuyu mutlaka dikkate almalı.
Sürdürülebilir bir gelecek için, EKB gibi yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerekir. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlıyor. Yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra salımlar ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Dolayısıyla enerji verimliliği açısından, salımlar açısından teşvik edilmesi gereken yalıtım ürünleri ve yalıtım uygulamalarının KDV’sinin inşaat sektörünün bazı kollarında olduğu gibi %1’e inmesi önemli bir kaldıraç olacaktır.
Enerji verimliliği amaçlı yalıtım teknolojilerinin desteklenmesi; sadece KDV indirimi değil, geliştirilecek özel destek mekanizmaları ile uygulamaların pratiğe geçirilmesi ve sıfıra yakın enerjili binaların özendirilmesi hem yalıtım sektörünün hem de sürdürülebilir yapıların gelişimini sağlayacaktır.