Gürültü kirliliği ve ses yalıtımı konusu, Türkiye’de ilk kez ‘Ses Yalıtım Zirvesi’nde tüm detaylarıyla tartışılacak. Türkiye’de yalıtım bilincini artırmayı hedefleyen İZODER’in düzenleyeceği zirvede, ‘gürültünün insan sağlığına etkileri’, ‘ses yalıtımının sağlıklı ve konforlu yaşama katkısı’, ‘gerekli yasal düzenlemeler’ ve ‘çözüm önerileri’, alanında uzman isimlerce masaya yatırılacak.
Gürültünün, hem ruh hem beden sağlığımızda yüksek ve kalıcı bir etkisi olduğuna dikkat çeken İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Ses ve gürültü, şehirleşme ve sanayileşmenin hayatımıza zorunlu olarak getirdiği bir unsurdur. Çağdaş yaşam, gerçek anlamda çağdaş koşulların yarattığı olumsuzluklardan arınmak, nimetlerinden yararlanmaktır. Ses yalıtımı farkındalığını, bilinçlenmesini sağlama seferberliğimiz çağdaş yaşama doğru önemli bir hamledir. Günlük yaşamımızda farkında olarak veya olmayarak maruz kaldığımız gürültüler bizi fizyolojik ve psikolojik şekilde zorluyor, hayat kalitemizi düşürüyor. Konforlu bir yaşam için, yaşadığımız ortamlarda ses yalıtımının yapılması olmazsa olmaz bir koşul” diyor.
Gürültü kirliliği hem kendimiz hem çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor
Ses Yalıtım Zirvesi’ne konuşmacı olarak katılacak KBB Uzmanı Dr. Hakan Yenice, Klinik Psikolog İrem Erdem Atak ve Gelişim Psikolojisi Uzmanı Ayşegül Cebenoyan, günümüz kent yaşamında maruz kaldığımız gürültü kirliliğinin hem kendimiz hem de çocuklarımızın sağlığını tehdit ettiğini savunuyor.
Konuşmaları 1,5 metreden duyamıyorsak sorunlar başlıyor
“Kabul edilebilir gürültü düzeyi, kişinin sessiz bir ortamda 1,5 metreden günlük konuşmaları anlamakta güçlük çekmeye başladığı sınırdır” diyen KBB Uzmanı Dr. Hakan Yenice, gürültünün hangi fizyolojik hastalıklara davetiye çıkardığını şöyle sıralıyor: “Gürültü işitme duyusu ve yollarında zararlara yol açar. Gürültünün kişilerde huzursuzluk, uykusuzluk, sinirlilik konsantrasyon bozukluğu gibi etkileri vardır. Çalışma etkinliğini azaltır, düşünmeyi engelleyebilir. Bellekle ilgili çalışmalar, sözcük öğrenme amacıyla yapılan çalışmalar gürültüden etkilenmektedir. Öğrenme yaşantılarının olumsuz etkilenmesi özellikle okullarda belirgindir. Gürültülü bölgelere yakın okullarda öğrenme etkinliğini azaltıcı etki yapar. Karakter değişikliklerine neden olabilir. Eğilimi olanlarda sorunların ve bunaltıların ağırlaşmasına yol açar. Çabuk sinirlenme ve kızgınlığa yol açar. Vücut kortizol, adrenalin gibi hormon düzeylerini etkilemek suretiyle çarpıntı (taşikardi), yüksek tansiyon gibi kalp ve tansiyon hastalıklarına sebep olduğu biliniyor. Aralıklı ve ani gürültü, kişide ani adrenalin deşarjı yaratarak dikkat azalması, uyku düzeninde bozulmalara neden olabiliyor.”
Çocuklarımızı gürültü kirliliğinden korumalıyız
Gürültünün çocuklarımızı hem fizyolojik, hem bilişsel, hem de duygusal açıdan olumsuz etkilediğini vurgulayan Gelişim Psikolojisi Uzmanı Ayşegül Cebenoyan, görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Gürültünün en çok araştırılan olumsuz etkisi bilişsel beceriler üzerindeki etkisi olmuştur. Gürültünün çocukların konuşma ve okuma yazma becerilerinde, dikkatlerini toplama ve bellek kapasitelerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu gösteren çok sayıda araştırma var. Gürültünün duygusal açıdan etkilerini inceleyen araştırmalarda, çocuklarda öfke kontrolünü ve motivasyonu olumsuz etkilediği gösterilmiş. Örneğin gürültülü bölgelerde ders veren öğretmenler, bu öğrencileri motive etmekte zorlandıklarını, bu çocukların hayal kırıklıklarıyla başa çıkma becerilerinin diğer çocuklardan daha düşük olduğunu, çok çabuk öfkelendiklerini belirtiyor. Ayrıca gürültülü ortamlarda uzun süre bulunmanın çocuklarda öğrenilmiş çaresizlik duygusu gelişmesine yol açtığını gösteren araştırmalar da var.”
Gürültü, psikolojimizi ve gündelik performansımızı çok olumsuz etkiliyor
Gürültünün, istisnasız herkesi etkileyen bir sorun olduğunun altını çizen Klinik Psikolog İrem Erdem Atak, “Gürültünün en belirgin etkileri, rahatsızlık, sıkıntı ve gerilim duygusudur. Gürültüden kaynaklanan sinir bozukluğu, korku, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama önemli belirtiler olarak fark edilmektedir. Ani olarak yükselen gürültü düzeyi insanlarda korku da oluşturabiliyor. Üstelik gürültü uyku kalitesini de bozabiliyor. Uykuya dalmadaki güçlük, uyku sırasında uyanma, çok erken kalkma ve genel olarak uykusuzluk hissetme, sayılabilecek önemli etkilerdendir. Ayrıca gürültü, gündelik performansı etkileyen bir durumdur. Genel anlamda iletişim güçlüğü oluşabilir. Gürültü, okuma ve öğrenme durumundaki performansı da bozabilir. Dikkat gerektiren, hafızayı zorlayan, özellikle dil ve dili dinleme-konuşmaya dayalı etkinlikler ve öğrenimler olumsuz etkilenir. Kelime hafızasını bozucu bir rol oynayan gürültü; düşünsel aktivitelerin işlerliğinde zorluk oluşturur. Öte yanda problem çözme becerilerini de olumsuz etkiler. Gürültünün iş verimini azaltması da söz konusudur. İş verimliliği ve üretkenlik ile ilgili etkileri konusunda yapılan çalışmalar, karmaşık işlerin yapıldığı ortamın sessiz, basit işlerin yapıldığı ortamların ise biraz gürültülü olması gerektiğini göstermiştir. Çalışma hayatında olması gerekenden fazla bir gürültü olduğu durumlarda, işin zamanında yapılması, işin doğru olarak yapılması zorlaşmakta; iş kazaları meydana gelebilmektedir” diyor.
İZODER ses yalıtımı farkındalığı için seferberlik başlattı
Ülkemizde yalıtım bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalarıyla bilinen İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), Türkiye’de ilk kez yapılacak ‘Ses Yalıtımı Zirvesi’ni, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteği ve BASF, BONUS|Wooler, DKM, Filli Boya|Capatect, İZOCAM, Ravaber, Terra\WOOL markalarının sponsorluğunda gerçekleştiriyor. 16 Kasım 2016 Çarşamba günü Sheraton Grand İstanbul Ataşehir’de düzenlenecek ‘Ses Yalıtımı Zirvesi’ne, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile birlikte, yabancı konukların da aralarında bulunduğu, mimar ve mühendislik alanlarında uzman ve akademisyen isimler konuşmacı olarak katılıyor.