Nesli tükenmeye yüz tutan küçük akbabalar için Doğa Derneği’nin Vaillant'ın desteğiyle Ankara Beypazarı'nda başlattığı koruma programı ile bölgede çeşitli çalışmalar yapıldı. Avrupa’nın en büyük üreme alanı olan bölgede yuva sayısının 96’ya yükseldiği tespit edilirken, açık meracılık ve tiftik üretimi için yapılan farkındalık çalışmalarıyla, yerel ekonomiye katkı çalışmaları başlatıldı.
Vaillant ve Doğa Derneği işbirliğiyle, korunması için acil önlem alınması gereken canlılar listesinde üst sıralarda yer alan küçük akbabalar için başlatılan çalışmalarda sonuç alınmaya başlandı. Avrupa’nın en büyük, "küçük akbaba" üreme alanı olan ve nüfusun tüm Balkan nüfusundan daha fazla olduğu Beypazarı ve Kirmir Vadisi’nde; Doğa Derneği, Vaillant’ın desteğiyle akbabaların üreme başarısını izlemeye aldı. Nisan ayından, yavruların palazlanıp uçmaya başladıkları ağustos ayına kadar yapılan düzenli kontrollerde, takip edilen 44 yuvanın yanı sıra 4 yeni yuva tespit edildi. Böylece bölgede bilinen yuva sayısı toplam 96’ya yükseldi.
Erol Kayaoğlu: Doğanın korunmasını destekliyoruz
Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu, sürdürülebilirlik vizyonları doğrultusunda 2012 yılından bu yana Doğa Derneği ile işbirliği yaptıklarını belirtti. Bu projenin, Türkiye'de, küçük akbabalar için yapılan ilk koruma projesi olması nedeniyle hem ulusal hem de uluslararası alanda büyük önem taşıdığını da söyleyen Kayaoğlu, “Fransa, İtalya ve Bulgaristan gibi ülkelerle, türün korunması için ortak bir eylem planı yürütülüyor. Akbabalar herhangi bir nedenle ölen hayvanların leşlerini yediği için doğada sağlıklı bir yaşamın sürmesine neden oluyor” dedi. Kayaoğlu bu çalışma ile hedeflerinin aynı zamanda, tiftik üretiminin canlanması için kültürel farkındalık yaratmak ve bölge ekonomisine katkı sağlamak olduğunu da sözlerine ekledi.
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç ise şu bilgileri verdi: “Akbabaların hem beslenmek hem de yuva malzemesi bulmak için geleneksel hayvancılığa ve meralara ihtiyacı var. Akbabalar, Anadolu’da yüzlerce yıldır süren geleneksel hayvancılıkla uyumlu bir yaşam biçimine sahip. Günümüzde, açık meralarda hayvanların özgürce otladığı hayvancılık kültürünün yerini, kapalı sistem besi çiftlikleri aldı. Bu da akbabaların beslenme kaynaklarını azaltarak, türün yaşamını tehdit etmeye başladı. Bölgedeki tiftik keçilerinden elde edilen tiftiğin tekstil sektöründe yer bularak değerinin arttırılması ve böylece çobanlarla yapılan geleneksel hayvancılığın devam etmesi için de çalışmalar yürütüyoruz. Bu konuda epeyce yol da kat ettik.”
Küçük akbaba varlığı için en büyük tehdit olarak görülen ve zehirlenme vakalarına neden olan tarım ilaçlarının bölgede kullanımı konusunda çiftçiler ve zirai ilaç bayileri ile görüşüldü.
Kuklalar ve "Küçük Akbabanın Göç Macerası" adlı oyun ile zenginleştirilen okul eğitimleri ile iki ilköğretim okulunda 300’ün üzerinde öğrenciye küçük akbabalar, tiftik keçileri ve bozkır tanıtıldı. İlçe eşrafına bölgenin ve küçük akbabaların önemi ve sürdürülen çalışmalar aktarıldı. Ayrıca birlikte, yuva ve küçük akbaba gözlemi gerçekleştirildi.
“Küçük Akbaba Araştırma Eğitimi” ile Anadolu genelinde nüfusu tam olarak bilinemeyen küçük akbabaların tespiti için gerekli olan kapasitenin oluşturulması konusunda önemli bir adım daha atıldı. Beypazarı’nda düzenlenen Türkiye Kuş Konferansında ise bölgede yapılan izleme ve koruma çalışmaları katılımcılara anlatıldı.
2017 baharında Beypazarı’nda, küçük akbaba koruma çalışmaları için uluslararası akbaba konferansı düzenlemek için çalışmalar sürüyor.