TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) on birincisini düzenlediği 11. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi (TESKON) ve Teskon+ Sodex-Fuarı 17 Nisan tarihinde İzmir’de MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen törenle başladı. Dört gün süren kongrenin ana teması “Yarının Binaları: Enerji, Konfor, Çevre ve Ekonomi” olarak belirlendi.
Kongrenin açılış konuşmaları, MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet ÖZSAKARYA, Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülden Gökçen AKKURT, SODEX Fuarcılık Adına Hannover Messe Yönetim Kurulu Başkanı Murat DEMİRTAŞ, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa GÜDEN ve sektör dernekleri adına Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bahri TÜRKMEN tarafından yapıldı.
Kongre boyunca 8 sempozyum, 4 seminer, 4 çalıştay, 16 kurs ve 1 panelin yanı sıra teknik oturumlar, konferanslar, sabah toplantıları ve sosyal etkinlikler gerçekleştirildi. Kongre ile birlikte eşzamanlı düzenlenen Teskon+Sodex Fuarı ise, tesisat alanında ürün ve hizmet üreten önemli firmaları bir araya getirdi.
Teskon+Sodex Fuarı’na ısıtma, soğutma, havalandırma, yalıtım, doğalgaz, jeotermal, güneş enerjisi alanlarında ürün ve hizmet üreten 100’den fazla firma katılıdı.
MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özsakarya, önceki tesisat kongreleriyle ilgili bilgi vererek özetle şöyle konuştu:
“Bugün 4 binden fazla meslektaşımızın çalışma yürüttüğü Tesisat Mühendisliği disiplini, yaşamımızın her alanında farkına varmadan yararlandığımız koşulların yaratıcısıdır. Ancak 1990’lı yıllarda ilk TESKON’u düzenlemek için yola çıktığımızda, bu disiplinin önemi yeterice kavranamamaktaydı. Yaşamın giderek çok katlı, büyük hacimli yapılara taşındığı ve bu yapılarda konforlu bir yaşamı tasarlamak noktasında tesisat mühendisinin sorumluluğunun ve öneminin arttığı yıllarda çıktığımız yolda, bugün 11. kongremizi düzenliyor olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Konfor koşullarından ödün vermeden, çevresel etkileri ve maliyetleri en aza indirgeyerek binaların enerji tüketimlerini azaltıp sıfır enerjili binalara ulaşma, hatta enerji fazlasını satarak pozitif enerjili bina olma hedefi ile "Sürdürülebilir Bina" kavramı ülkemizin de gündeminde yer almakta. Buradan yola çıkarak ve “kentsel dönüşüm” adı verilen ve ülkemizin yapı stokunun çok büyük kısmının yenileneceği bir sürecin eşiğinde olduğumuz gerçeğini de göz önünde bulundurarak TESKON 2013'ün ana temasını "Yarının Binaları: Enerji, Konfor, Çevre, Ekonomi" olarak belirledik.”
Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülden Gökçen AKKURT ise, “Her düzenlenişinde daha fazla katılımcı, daha fazla bildiri, daha fazla eğitimin yer aldığı kongrenin başarısı sadece titizlikle hazırlanmasında değil, Türkiye için Tesisat Mühendisliği’nin öneminin 20 yıl önce doğru bir şekilde tespit edilmiş olmasından ve sektörün kongreye sahip çıkmasından kaynaklanmaktadır” şeklinde konuştu.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise özetle şöyle konuştu:
“20 yıldır tesisat mühendisliği alanındaki bütün gelişmeleri irdeleyen kongremiz, 158 konu başlığıyla bugüne kadarki en geniş program içeriğine ulaşarak kendi başarı çıtasını bir kez daha aşmıştır. Kongremizin 20. yılında süreklilik içinde ulaştığı dev boyutu sizlerle paylaşmaktan dolayı mutluyuz. Dünden bugüne bu kongreye yönelik emek ve katkısı bulunan herkese teşekkür ediyor, emeklerine sağlık diyoruz.
Kongrelerimiz, özetle, tesisat mühendisliği alanında uzman mühendislik, enerji verimliliği, imar mevzuatı, yapı denetimi, disiplinler arası işbirliği, mesleki akreditasyon, tesisat mühendisliğinde personel belgelendirmesi, AB teknik mevzuatı, meslektaşlarımızın çıkarları, Ar-Ge çalışmaları, binalarda enerji performansı yönetmeliği konularını meslek ve kamuoyu gündemine taşıyan bir platform olarak tarihe geçmiştir.
Bu kongrelerde üretilen-paylaşılan bilgi ve teknoloji, 20 yıldır meslek alanımızın ve sektörün gelişmesine, halkımızın daha sağlıklı, planlı, güvenli, temiz mekanlarda ve kentlerde yaşamasına hizmet etmektedir.
Enerjide kamusal planlama ve yerli kaynak kullanımı gerekli
Ülkemiz enerji temini açısından, ders almamızı zorunlu kılacak kadar yüksek oranda dışa bağımlıdır. Enerji tüketiminin yüzde 30’unu petrolle karşılayan ve ithal petrol bağımlılığı yüzde 93 olan ülkemiz bu durumdan hayli etkilenmektedir. Artan enerji ihtiyacımızın ucuz, sürekli ve güvenli bir şekilde karşılanmasında yaşanan sıkıntılar, ülkemizin en önemli problemlerinden biridir. Bunun en önemli nedeni, stratejik bir planlama anlayışının olmaması, ithal doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üretim tesislerinin teşvik edilmesi, kamunun enerji yatırımlarından çekilerek, zengin linyit rezervlerimizin ve hidrolik kaynaklarımızın değerlendirilmemesi ve bu alanlara yatırım yapılmamasıdır. Rüzgâr, jeotermal, güneş gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın yeterince değerlendirilememesidir.
Sorunların çözümü kamusal planlama ve yerli kaynak kullanımını esas alan enerji politikalarının en geniş katılımla oluşturulup uygulanmasından geçmektedir. Bu politikalarda enerji verimliliği özel bir yer tutmalıdır.
Sanayide yıllık enerji kaybımız en az 5 milyon ton eşdeğer petroldür. Bina, ulaşım ve elektrik sektöründeki kayıplarla birlikte enerji israfı korkunç rakamlara ulaşmaktadır. Sanayide yüzde 20, ulaşımda yüzde 15, binalarda yüzde 30’u aşan bir tasarruf potansiyeli bulunmaktadır. Bu potansiyel önemsenmelidir. Enerji verimliliğinin daha etkinleştirilmesi, kurumlardaki kadroların güçlendirilmesi, genel ve sektörel hedeflerin ve eylemlerin belirlenmesi, halkın ve sanayicinin enerji verimliği önlemlerini uygulamak üzere finansman ile teşvik edilmesi, mevzuatın bürokratik güçlükler getiren uygulamalarının düzeltilmesi ve tüm bu çalışmaların yerli mühendis ve mimarlar tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
İklimlendirme sektörü dışa bağımlı
Isıtma, soğutma, havalandırma-klima ve tesisat sistem ve elemanlarından oluşan iklimlendirme sektörünün mevcut durumuna baktığımızda, sektörün yaklaşık olarak yüzde 80’inin KOBİ niteliğindeki işletmelerden oluştuğu görülmektedir. Sektörün üretim değeri 2012’de 5,3 milyar TL, katma değer 1,6 milyar TL’dir. Üretimin imalat sanayi içindeki payı binde 82’dir. 2012 yılı sektör ithalatı 3,6 milyar TL, ihracatı 2 milyar TL; ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 56’dır.
Hammaddede dışa bağımlılık (yüzde 29,3), düşük katma-değer (yüzde 31,5) , GSMH içinde % 0,65 (binde 65) olan Ar-Ge ve inovasyon altyapısının gelişmemiş olması, ara mal üretimindeki yetersizlik, ara mesleki eleman ihtiyacı, markalaşma ve patent sayısındaki düşük düzey, kayıtdışı oranının yüksek olması ve haksız rekabet, üniversite-sanayi işbirliğinin koordinasyonu ve ortak çalışmaların yeterli olmaması, sektörün başlıca sorunları arasındadır.
Ülkemizin kaynaklarının küresel güçlerin baskısından bağımsız bir şekilde değerlendirilmesi; bilimi ve teknolojiyi esas alan, AR-GE ve inovasyona ağırlık veren, yerli yatırımcıyı özendiren ve koruyan, devletin ekonomideki yönlendiriciliğini artıran, dış girdilere bağımlı olmayan, sosyal devlet anlayışı temelinde istihdam odaklı ve planlı bir kalkınmayı öngören politikalar gerekmektedir.”
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise, sözlerine “Burada bizleri buluşturan arkadaşlarıma, Düzenleme ve Yürütme Kurulumuza, görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına, uzmanlara, Makina Mühendisleri Odamıza ve İzmir Şubesi’nin yöneticilerine, çalışanlarına, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” diyerek başladı ve özetle şöyle konuştu:
“Birliğimiz, mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancıları temsil etmektedir. Onların hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. Bu anlayışla TMMOB meslek alanları üzerinden Türkiye gerçeklerini okumak ve toplumu bilgilendirmek, bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmek zorundadır.
Tesisat mühendisliği, makine mühendisliğinin temel disiplinlerinden biridir. Sektörün sorunlarının tespiti, çözümlerinin ne olabileceğinin her yönüyle tartışıldığı kongrelerimiz sayesinde, bu ülkede tesisat mühendisliği kavramı anlamlı bir yere oturmuş ve görünür, bilinir bir aşamaya gelmiştir. Bu kongrelerimizde sunulan bildiriler, kongrelerimizde yapılan kurslar ve seminerler ile tesisat mühendisliği alanında bilgiler tüm tesisat mühendisleri için erişilebilir ve ulaşılabilir olmaktadır. Bugün odamız yayını olarak tesisat mühendislerinin kullanımına sunulan kitaplarımızın karar alma süreçleri tesisat kongrelerimiz aracılığı ile gerçekleşmiştir. Tesisat mühendisliği kongreleri olmasaydı belki de "mühendislikte uzmanlık" kavramı üzerine bu kadar kapsamlı tartışma olanağı bulunamayacaktı.
Tesisat kongrelerimizin temel amacı tesisat mühendisliğinin ülkemizdeki gelişimine katkı sağlamaktır. Tesisat mühendisliği ve etkileşim içinde olan diğer alanlarda, yeni bilgi ve teknolojinin paylaşılması, yaygınlaşması; tesisat mühendisliğinin temel ve uygulamalı alanlarında bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sunulması ve tartışılması bu kongrelerimizin temel hedefleridir..."