"İklimlendirme sektörü gelişen bir sektör”

Kaynak: http://www.tobb.org.tr/Sayfalar/Detay.aspx?rid=1226&lst=Haberler

İklimlendirme sektörünün kapsamından bahseden Türkiye İklimlendirme Meclis Başkanı Zeki Poyraz, bir burun insanda ne kadar önemliyse, iklimlendirme sektörünün de yaşamda o kadar önemli olduğunu söyledi.

Isıtma yapan cihazlarda ÖTV olmadığını hem ısıtma hem soğutma yapan cihazlarda ise ÖTV olduğunu anlatan Poyraz, bu cihazın sadece ısıtma yapıyor diyerek satılabileceğini, dolayısıyla müşteriyi ÖTV’den kurtararak, burada bir haksız rekabetin gündeme geldiğini ifade etti.

Bu sorunun çözümünün TBMM olduğunu vurgulayan Poyraz, “Kanun çıkması gerekiyor. O da siyasi otorite, yani Maliye Bakanımız veya Başbakanımızın devreye girmesi. Çünkü konarken kanunla konmuş, ayrılırken kanunla ayrılmış. Bir parantez içinde ısıtma yapmayanlar ÖTV’ye tabidir diyor. Aynı ürün, tip numarası aynı, gümrük tarife istatistik pozisyon numarası aynı, parantez açarak ürünler tasnif edilmiş” dedi.

Zeki Poyraz, İklimlendirme Sektör Meclisi ile ilgili bilgiler vererek şöyle devam etti: “Meclisimiz 2006 yılında kuruldu. Tekrar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum. Bizim sektörümüzün buna layık olduğuna inanıp Sektör Meclisimizi kurdurdu”.

Poyraz, sektörün tanıtımı için, ISK-SODEX Fuarına bütün üniversitelerden 1300 öğrenciyi masraflarını karşılayarak getirdiklerini anlattı.

-“İklimlendirme sektörü gelişen bir sektör”

İklimlendirme sektörünün gelişen, yabancı sermayeye cazip gözüken bir sektör olduğunu belirten Zeki Poyraz, “Türkiye’de buna yatırım yapmak isteyen yatırımcılara, gerek üretim açısından, gerekse komponent, yani ara malı üretimi açısından önemli bir sektör” dedi

Katma değeri yüksek ürünler üretmek mecburiyetinde olduklarını bunun da ar-ge’siz olmayacağını vurgulayan Poyraz, Ar-ge yapılabilmesi için Üniversite-sanayi işbirliğini artırıcı çalıştay düzenlediklerini, akademik çevreleri bir araya getirerek, onların ne tür eleman yetiştirmesini istediklerini anlatacaklarını söyledi.

- İklimlendirme Meclis Başkan Yardımcısı Duruk

TOBB Türkiye İklimlendirme Meclis Başkan Yardımcısı Metin Duruk da, İklimlendirme sektörünün bütün dünyada çok önem kazanan bir sektör olduğunu belirtti. Duruk, Türkiye’nin sektörün üretim merkezlerinden birisi haline geldiğini, ayrıca teknoloji üretim merkezlerinden biri olduğunu söyledi.

-Sektör son 10 yılda 8 kat büyüdü

İhracat açısından sektörü değerlendiren TOBB Türkiye İklimlendirme Meclis üyesi Mehmet Şanal ise son 10 yılda sektörün 8 kat büyüdüğünü belirterek, “Biz sektör olarak baktığımızda bölgenin üretim üssü olma yolunda bir hedefimiz var. Bu doğrultuda da önemli gelişmeler kat ettik. Ciddi sayıda dünyada isim yapmış markalar ülkemizde yatırım yapmaya başladı. Yabancı sermaye ciddi oranda gelmeye başladı. İhracat rakamlarımıza baktığımız zaman, yine dış ticaret açığımız dikkate alındığı zaman sektörümüz iyi bir konumda. Aşağı yukarı şu anda 5,5 milyar dolar mertebesinde bir ithalatı var sektörün, 4,5 milyar dolar mertebesinde de bir ihracatımız var. Çok kolay kapanabilir. Ve biz önümüzdeki 3-4 yıllık periyot içerisinde bu açığı kapatacak şekilde planlamalar yapmaktayız” dedi.

TOBB çatısı altında örgütlenmelerinin çok iyi olduğunu vurgulayan Şanal, “Çok değişik coğrafyalara fuarlar vesilesiyle gidiyoruz. Örneğin önümüzdeki yıl içerisinde bir Güney Amerika projemiz var. Afrika projemiz var. Daha henüz Afrika’nın altlarına yeterince inmedik. Güney Amerika’da yokuz. Yeni pazarlar bulma adına bu tür hedeflerimiz var. Artı mevcut pazardaki paylarımızı geliştirmemiz lazım” şeklinde konuştu.

-Sektörün en büyük sorunu nitelikli iş gücü

TOBB Türkiye İklimlendirme Meclis üyesi Turhan Karakaya da sektörde nitelikli iş gücüne ihtiyaç olduğunu, bu konuda meslek liselerini incelediklerini ve müfredatı yeniden şekillendirdiklerini ifade etti.

Meslek yüksekokullarını da analiz ettiklerini vurgulayan Karakaya, “33 tane meslek yüksekokulunda iklimlendirme, soğutma programı var. Aynı zamanda doğal gaz ve tesisat programları var. Bunları analiz ettik. Tek tek Kaç öğrencisi var, kaç hocası var, hoca başına kaç öğrenci düşüyor, bunun dışında ihtiyaçları neler, laboratuvar imkanları neler sorunla ilgili bir rapor hazırladık. Arkasından, mühendislik bölümlerinde neler yapılıyor bunları analiz ettik. Aslında ihtiyacımız olan, meslek lisesi, meslek yüksekokulu artı mühendislik eğitimi almış, bu tamamen meslek kültürünü başından aşağıya almış nitelikli iş gücü” dedi.

Meslek lisesi ve meslek yüksekokullarının mezunlarının yetkilerini düzenleyen Fen Adamları Yasası’nın 1991 yılında çıkarıldığını, ancak yasada atıfta bulunulan yönetmeliğin halen çıkmadığını anlatan Karakaya, “Dolayısıyla mühendis unvanı dışındaki hiç kimsenin teorik olarak prensipte fiili olarak hiçbir yetkisi yok. Şimdi hal öyle olunca herkes mühendis olmak istiyor. Herkes mühendis olmak isteyince de biz istediğimiz nitelikli iş gücünü motive edemiyoruz, heyecanlandıramıyoruz. Yani senin için bir gelecek var’ı ancak bizim söylemlerimizde kalıyor, bir yasal dayanağı yok yani. Teknisyen ve tekniker olmak istemeli gençlerimiz” şeklinde konuştu.

“TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’yle birtakım projelerimiz var” diyen Karakaya, “Yani, biz faaliyetlerimizi üniversitenin içinde yapmak istiyoruz. Üniversitelerde laboratuvarlar kurup, profesyonelleri öğrencilerle üniversitelerde buluşturmak istiyoruz. Bununla ilgili çok ciddi yol aldık” dedi. {jcomments on}