Ecvit; "Türkiye'de yeşil enerji teknolojisinde gelişim devam ediyor, 29 Ocak'ta ki ihalede üç projemiz hak kazandı, yola yeni başladık, ilkleri yaşıyoruz. Evsel çalışmalar da ise mevzuatta bir ayrım yapmak lazım ki o ayrım da başladı.
1 megavatlık lisanssız proje ile 5 kilovatlık lisanssız projenin iş süreçleri ve masrafları aynı. Ekonomik süreçte mantıklı yerlere bizi götürmüyor. TEDAŞ  yerel dağıtım şirketlerinden ön çalışmaları yapmaya başladı. Bunu Avrupa'da ve Amerika'da özellikle geniş çatılarda yapıyoruz. Yasalar elveriyorsa direk üreten tüketebiliyor, Türkiyede de yasaların çıkmasını bekliyoruz. Türkiye'de Avrupa'ya göre yasa ve mevzuatlar daha geç devreye giriyor, ancak on yıl öncesine göre büyük gelişme var. Lisanslı ve lisanssız olarak  pazar ikiye bölünmüş durumda. Lisanslı pazarda mevzuatda eksiklikler tamamlandı. 600 megavatlık ihaleler yapıldı, aldığımız üç proje var. Eksiklikler yokmu, var tabii. Devlet bu eksiklikleri adım adım giderecek. Sektörün diğer tarafı lisanssız. Başvuruları bürokratik zincire sokmadan, 1 megavatın altında ki talepler konusunda ciddi pazar oluştu. On yıllık alım garantisi söz konusu, on yıl sonrası belli değil, yabancı yatırımın aktif olabilmesi için belirsizlik ortadan kaldırılmalı. Sektöre baktığınızda genel de lokal firmalar var. Yerli firmanın bu riskleri alması daha mantıklı, yabancı firmalar için on yıldan sonra nereye satacağı belirlenmeli, bu çok konuşulan bir konu, çözüme ulaşacaktır.

Evsel çalışmalar da ise mevzuatta bir ayrım yapmak lazım ki o ayrım da başladı. 1 megavatlık lisanssız proje ile 5 kilovatlık lisanssız projenin iş süreçleri ve masrafları aynı. Ekonomik süreçte mantıklı yerlere bizi götürmüyor. TEDAŞ  yerel dağıtım şirketlerinden ön çalışmaları yapmak başladı. bunu avrupa da ve amerikada özellikle geniş çatılarda bunu yapıyoruz. Yasalar elveriyorsa direk üreten tüketebiliyor, Türkiyede de yasaların çıkmasını bekliyoruz.

Türkiye baktığımızda güneşte potansiyeli yüksek bir ülke. Avrupa geneline göre güneş radyasyonu yüksek. Alanı geniş. Ekonominin gelişmesi ile enerji ihtiyacı artıyor. Ülke yüzde üç büyürse yüzde altı enerji ihtiyacı oluyor. Yabancı yatırımcı olarak bunları bir potaya koyup değerlendiriyoruz. Pazar realitesi bizi çağırıyor.
2014 de Türkiye ofisimizi açtık. Üç projede ihaleye girdik, üç projenin de ihalesini aldık. Ciddi adımlar attık. Bize güç veriyor, devamının gelmesini bekliyoruz, hedefimiz büyümek. Türkiye'yi ciddi bir potansiyel olarak görüyoruz.

First Solar'ın toplam kurulumları 10. bin megavata erişti. Kendi ürettiğimiz modüller 2 bin megavatın biraz üzerinde. Amerika, Avrupa ve Japonya'da hem kendimiz için kullanıyoruz hem de taleplere sağlıyoruz. Türkiye bunların yanında yeni bir pazar ve  bu pazar için agresif haraket ediyoruz, rakam vermek için henüz erken.

Güneş enerjisi geçmişe baktığınız da yeni gelişmekte. 24 saat üretim yapmıyoruz. Gündüz üretim yapıyoruz. Kapasite kullanım oranları bir doğalgaz santralı, bir hidro santralı gibi değil. Buna rağmen mevcut elektrik fiyatları ile kıyasladığınızda şebeke paritesine ulaşmış bir pazar.

Serbest piyasa da fiyatlar değişebiliyor, gelecekte daha iyi olabilecek. Şu an için orta vadede  bizim için fiyatlar cazip olmasaydı bu pazara girmezdik.

Hiç bir üretim metodunun birbiri ile çelişebileceğini düşünmüyorum. Bir yıl içinde lisanssızda hem proje yapıp hem sonuçlandırabiliyorsunuz. Özel sektör ise çok dinamik.

Şu anda ülkede lokal olarak dört kişiyiz. Global takımdan destek alıyoruz. 4500 kişilik bir ekip var. Biz lisanslı pazardayız. 19 megavat bir pay alabildik. Bu pazar büyüdüğünde en önemli yatırımcı olmak istiyoruz. Pazarın yüzde yirmisini alabileceğimizi düşünüyoruz. Dünyada iki fabrikamız var. 2 cigavatlar seviyesinde üretimimiz var".

Bir talep oluşursa First Solar olarak Türkiye'de üretimi düşünebiliriz, diyen Evren Evcit, depolamanın son zamanlarda üzerinde konuşulan bir konu olduğu bu konuda çok ciddi çalışan şirketlerin olduğu, ileride bu konunun gündeme geleceğini ifade etti.{jcomments on}