Siemens'in anahtar teslim projesi olan, Enerjisa'nın Çanakkale Rüzgar Enerjisi Santrali bölgeye güç veriyor.
Troia Antik Kenti mirasının gelecek nesillere kazandırılması misyonuyla kurulan Troia Vakfı ve Manfred Osman Kütüphanesi’ni de destekleyen Siemens, bu çerçevede bölgeye bir basın ziyareti gerçekleştirdi.
Türkiye’nin kültürel ve tarihsel değerlerini geleceğe taşımayı her zaman öncelikleri arasında gördüğünü ifade eden Siemens A.Ş. CEO’su Hüseyin Gelis, yaptığı değerlendirmede “Sürdürülebilirlik her alanda Siemens’in odak noktası. Şehirlerin, tarih ve kültürel mirası da sürdürülebilir bir geleceğin inşasında büyük önem taşımakta. Troia Antik Kenti mirasını gelecek nesillere kazandırmaya da bu noktada önem verdik. Aynı tarihi Beyazıt Kulesi’nin aydınlatılmasına destek olduğumuz gibi. Bu tür çalışmaların, bizim, gelecek kuşaklara yönelik sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz ve ‘sorumlu büyümenin’ tek geçerli anahtar olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“Rüzgar, hem bölgeye hem Türkiye’ye zenginlik getiriyor“
Gelis, ziyaret kapsamında yaptığı konuşmada yelken şeklindeki koruyucu çatının ironisine de dikkat çekerek şunları söyledi: “Farklı kültürleri buluşturan ve UNESCO tarafından ‘Kültür Mirası‘ listesine alınan Troia Antik Kenti kazı çalışmalarına verdiğimiz desteğin, Türkiye'nin sahip olduğu zengin tarihi korumak adına önemli olduğuna inanıyoruz. Yapımına destek olduğumuz çatı, Troia’ya o dönemde zenginliği getiren rüzgârı sembolize ediyor. Rüzgar günümüzde de hem bu bölge hem de tüm Türkiye için çok önem taşıyor“ dedi.
Çanakkale’ye gerçekleştirilen basın gezisi kapsamında Siemens'in anahtar teslim proje olarak tamamladığı, Enerjisa'nın ise ilk rüzgar enerjisi santrali olma ünvanını taşıyan Çanakkale Rüzgar Enerjisi Santrali’ni de basın mensuplarına gezdiren Gelis, konu hakkında şunları söyledi: “Geçmiş tarihte, Troia Kenti’nin zenginleşmesini sağlayan Rüzgar, bugün de Enerjisa’nın Çanakkale Rüzgar Enerji Santrali ile bölge nezdinde Türkiye ekonomisinin zenginleşmesine destek oluyor. Rüzgar, Siemens için de sürdürülebilirliğin sağlanmasında en önemli unsurlardan. Günümüzde artan enerji talebi ve temiz güç üretme gereksinimi herkesi yenilenebilir enerji kaynakları kavramı konusunda düşünmeye itti.“ Türkiye’de her alanda sürdürülebilir stratejiler oluşturulması ve izlenmesi gerektiğini vurgulayan Gelis, “Bu stratejiler özellikle enerji sektörü için hayati değer taşıyor. Türkiye enerji yatırımlarını çeşitlendirerek devam ettirmelidir” dedi.
Troia Hakkında:
1988 yılından bu yana Prof. Dr. Manfred Korfmann yönetiminde gerçekleştirilen kazı çalışmaları kapsamında Troia II savunma duvarlarına bitişik olarak yapılmış, Tunç Çağı mimarisinde kültsel işlevi olduğuna inanılan bir megaron yapısı ortaya çıkarıldı. Bu özel yapı, Çanakkale Boğazı'ndaki rüzgarı sembolize eden bir çatı konstrüksiyonu ile kapatılarak ziyarete açıldı. Eserin koruma çatısıyla kaplanarak, restore edilmesine çeşitli evrelerde destek veren Siemens, Tunç çağına ait bu eserin sergilenmesine de önemli katkılarda bulundu.
Anadolu’daki megaron yapıları arasında şimdiye kadar en iyi şekilde korunagelmiş olan yapı, içindeki tüm buluntuların envanteriyle birlikte gün ışığına çıkarıldı. Schliemann kazılarından itibaren “Yanmış Kent” olarak adlandırılan bu dönemdeki “Hazine Evresi”ne ait bu mimari buluntu, Troia ve Ege Bölgesi kronolojisi içinde büyük önem taşıyor. Bu kültsel yapının Troia'daki Schliemann dönemi kazılarında bulunan hazinelerle aynı evreye ait olmaları da (yaklaşık M.Ö. 2500), buluntuların önemini daha da artırmakta. Troia'nın zenginliğinde büyük bir rol oynayan Çanakkale Boğazı'ndaki rüzgarı da sembolize edecek bir çatı konstrüksiyonu ile kapatılan bu yapı, artık Troia'ya gelen ziyaretçiler tarafından rahatça görülebiliyor.
Troia ören yeri kazı çalışmalarınının ana sponsoru olarak desteğini sürdüren Siemens AŞ, bu çerçevede Çanakkale Tübingen Troia Vakfı’nın kurulmasına öncü rol oynadı. Şirket, ayrıca vakıf çalışmaları kapsamında Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi’nin kurulmasına da destek oldu. 2011 yılına kadar kütüphaneye bağışlanan yeni kitaplarla‚ kütüphanedeki kitap sayısı 20.000’e, dergi ve makale sayısı ise 50 000’e ulaşmıştır. Böylece Çanakkale’deki bu kütüphane Türkiye’nin sayılı kütüphaneleri arasına girmiştir.