ABB'nin yeni "Güvenilirliğin Değeri" araştırmasına göre, endüstriyel işletmelerin %50'si ayda en az bir kez plansız duruş yaşarken, bu oran dünya genelinde %69'. Bu Türkiye’deki tipik bir işletmeye* saat başına 1.600.000 TL'ye yakın bir maliyete mal olurken, dünya genelinde 3.350.000 TL maliyet anlamına geliyor. Buna rağmen, ankete katılan Türkiye’deki işletmelerin %17'si hala arızadan arızaya bakım yöntemine güveniyor.
Bulgular, ekipman güvenilirliği ve bakımının önemini ortaya koymakta. Küresel olarak katılımcıların %92’si bakımın son bir yıl içinde çalışma sürelerini artırdığını, %38'i ise en az dörtte bir oranında bir iyileşme sağladığını gösteriyor. Ayrıca, katılımcıların dörtte üçü güvenilirliğin ticari itibarlarını ve finansal performanslarını olumlu yönde etkilediğini ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmelerine, israfı önlemelerine ve tekrar iş almalarına yardımcı olduğunu söyledi. Güvenilirlik, katılımcılar tarafından yeni ekipman satın alırken en önemli öncelik olarak değerlendirilmiştir.
İleriye dönük olarak, katılımcıların %60'ı önümüzdeki üç yıl içinde güvenilirlik ve bakım yatırımlarını artırmayı, üçte biri ise harcamalarını %10'dan fazla artırmayı planlıyor. Her on katılımcıdan dokuzu sonuca dayalı bakım anlaşmalarına ilgi duyduğunu ifade etmiştir. Bu kapsamda operatörler, hizmet ortaklarına artan çalışma süresi veya enerji verimliliği gibi elde edilen sonuçlara göre ödeme yapmaktadır. Bu öngörülebilir nakit akışı ile verimli ve etkili hizmet sunumu sonucu anlamına geliyor.
Anketin sonuçları hakkında konuşan ABB Hareket Servisleri, Yerel Divizyon Müdürü, Fatih Dinç, şunları söyledi: "Güvenilirlik, yıkıcı kesinti sürelerine karşı koruma sağladığı, operasyonel verimliliği koruduğu ve sonuçta hem karlılığı hem de güvenliği koruduğu için endüstrilerin omurgasıdır. Bunu akılda tutarak, endüstriyel işletmelerin yüksek riskli, arızaya yönelik bakım yaklaşımından uzun vadeli sonuçlara dayalı bir stratejiye geçmeyi hedeflemeleri gerekir. Bu, güvenilirliği, işletme itibarını ve rekabet gücünü artıracak, maliyetleri azaltacak ve gönül rahatlığı sağlayarak işletmelerin temel yetkinliklerine odaklanmalarını sağlayacaktır.”
Bu yeni, sonuca dayalı bakım modeli, dünya iklim değişikliğiyle mücadele ederken endüstriyel işletmelerin gelen emisyon hedeflerini ve yönetmelikleri karşılamasına yardımcı olacaktır. Ayrıca, deneyimli teknisyenler emeklilik yaşına ulaştıkça sektördeki beceri açığının üstesinden gelinmesine yardımcı olacaktır.