Yürürlüğe giren yönetmelik ile birlikte 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren ilgili sektördeki enerji-yoğun firmalar, yıllık sera gazı emisyonlarını izlemekle yükümlü olacak ve 30 Nisan 2016 tarihine kadar 2015 yılı için hazırlanmış ve doğrulanmış yıllık sera gazı emisyonlarını yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunacaklar.

Avrupa Emisyon Ticaret Sistemi takip edilerek hazırlanan yönetmeliğin, emisyona neden olan sektörleri belirlemek açısından son derece faydalı olacağını belirten Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Karbon Zirvesi Komite Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya, “Bu yönetmelik iklim değişikliği ile mücadelede Türkiye açısından çok önemli bir dönüm noktası. Bu şekilde sera gazı emisyonlarına kaynaklık eden faktörler daha net bir şekilde belirlenecek. Bu anlamda sera gazı emisyonu konusunda önleyici politikaların oluşturulması kolaylaşacak. Türkiye’de emisyon verilerinin ölçülüp, raporlanabiliyor olması, Türkiye’nin uluslararası arenada yapılan iklim değişikliği çalışmalarında daha aktif rol oynaması açısından da son derece önem taşıyor” dedi.

Karakaya, ülkemizde büyük ölçekli firmaların önemli bölümünün karbon izi konusunda çalışmalara başlamasının söz konusu raporlamada çok önemli bir alt yapı olacağını, tebliğin eksiklerin hızla giderilmesi için artı değer katacağını vurguladı.

Prof. Dr. Etem Karakaya, Türkiye’ye uluslararası arenada ciddi prestij katacak bu adımda özel sektörün bundan sonra da üzerine düşeni yapması ve öncü olması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Yönetmelik kapsamında enerji üretiminin yanı sıra, rafineriler, çimento, demir çelik, kimya,cam ve kağıt üretimi yapan firmalar bulunuyor. Sera gazı emisyonunun izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması konusundaki çalışmalara öncülük edecek bu firmaların konuyla ilgili bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Dahası, söz konusu yönetmelik kapsamında izlenen ve raporlanan emisyonların doğrulanması işlemini Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite edilerek yapacak olan doğrulayıcı kuruluşların rolü ve hangi kriterlere göre seçileceği önemlidir. Bu bağlamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde geliştirilen projelerle hazırlık çalışmaları yapılmaktadır. Bunun yanında STK’lar, üniversiteler ve diğer ilgili paydaşlarda hazırlık çalışmaları yapmalıdır. Çünkü bu konudaki çalışmaların alt yapısındaki yetersizlikler sistemin ayakta durmasını tehlikeye sokabilir. 2-3 Nisan 2015’te ikincisi düzenlenecek olan İstanbul Karbon Zirvesi’nde de bu konular ilgili paydaşlarla detaylı olarak ele alınacak. Bu anlamda II. İstanbul Karbon Zirvesi karbon emisyonu konusunda bilinçlenme adına çok sayıda firma ve sektör açısından da son derece önemli bir fırsat niteliğindedir.”{jcomments on}