Açılış oturumunda “Kaynak Mühendisliği ve Uygulamaları, Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu bir konuşma Prof. Dr. Selahattin Anık tarafından gerçekleştirildi. Ayrıca “Kaynakça” isimli görsel sunu ile kaynak tekniği uygulamalarını içeren sanayiden bir kesit katılımcılar ile paylaşıldı.

“Kamu Güvenliği Açısından Demiryolu Araçlarının Kaynaklı Üretimi, Gereksinimler, Sorunlar, Olası Çözümler” konulu panelde, demiryolu taşımacılığının can ve mal güvenliği açısından oldukça yüksek öneme sahip olmasından hareketle güvenli demiryolu araçları üretilmesinin önemi konunun taraflarınca yapılan sunumlar çerçevesinde irdelenmiş, uygulamada ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılması konusu tartışıldı.

Bu kongremizde de “Kaynakçıların Belgelendirilmesinde “EN 287-1 Standardı ve Yenilikler” konulu bir seminer çalışması gerçekleştirilmiştir. Saha deneyimli uzmanların rehberliğinde düzenlenen çalışmada ilgili 53 kişinin katılımı ile konu irdelenmiş, standardın yeni revizyonu ile gelen değişiklikler açıklanmış, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve olası çözüm önerileri üzerinde duruldu.

Daha önce gerçekleştirilmiş olan yedi etkinlikte olduğu gibi bu kongremizde de kaynak tekniğindeki ilerlemelerin izlenmesi, deneyimlerin paylaşılmasının yanı sıra ülkemizde yaşanan sorunlar ortaya konularak çözüm yolları tartışılmıştır. Etkinlik boyunca yapılan tartışmalarla ulaşılan aşağıdaki sonuçların kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.

·    Demiryolu taşımacılığında güvenliğin sağlanmasında en önemli noktalardan biri de güvenli demiryolu araçları üretilmesinin sağlanmasıdır. Demiryolu araç gövdelerinin kaynaklı yapılar olduğu düşünüldüğünde, kaynaklı imalatın bu alanda da denetim altında tutulması gereği ortaya çıkmaktadır.
·    EN 15085 standartlar dizisi, demiryolu taşımacılığında can ve mal güvenliğinin sağlanması amacı ile ülkemizde ve Avrupa Birliği ülkelerinde zorunlu tutulmuştur. Bu alanda yapılan/yapılacak belgelendirme çalışmaları ise üst düzey uzmanlık gerektirmektedir ve her ülkenin “ulusal demiryolu taşımacılığı güvenliği” otoritelerinin kontrolü altındadır. Ülkemizde zorunluluğu koyan kurum olan TCDD’nin bağlı olduğu Bakanlığımızdan beklenen; yetkilendirme ve denetim faaliyetini sağlayacak olan “Demiryolları Ulusal Güvenlik Kurumu”nun oluşturulmasının önemi belirtilerek, kanun tasarısı aşamasında olan çalışmanın ivedilikle sonuçlandırılması ve uygulamaya geçirilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır.
·    Kaynak Mühendisi’nin yetki ve sorumluluklarını içeren yasal düzenlemeye diğer ülke örneklerinde (EN ISO 14731 kapsamında. vb.) olduğu üzere ülkemizde de gereksinim duyulduğu belirtilmiştir.
·    Ülkemizin özgün ya da Avrupa standartlarına göre eğitim ve belgelendirme yapan bir yapısının olmamasının Türkiye’yi bu alanda da taşeronlaştırdığı vurgulanarak, MMO bünyesinde yer alan ve TÜRKAK tarafından akredite edilmiş “Personel Belgelendirme Kuruluşu”na kaynak konusunun da eklenerek kapsam genişletilmesi çalışmalarının son aşamasında olduğu katılımcıların bilgisine sunulmuştur.
·    Tüm bu hususlar dikkate alınarak gerekli düzenlemelerin yapılması için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜRKAK, MMO, KOSGEB, TSE, TKTA, sektör dernekleri ve üniversiteler başta olmak üzere kurum ve kuruluşlar arasındaki işbirliğinin mutlaka yeterli düzeyde geliştirilmesinin zorunluluğu ifade edilmiştir.
·    MMO sahip olduğu birikimini, kaynak teknolojisi alanında hizmet sunan tüm kurum ve kuruluşlarla paylaşmaya hazır olduğunu bir kez daha vurgulamış, ilgili tüm kurum ve kuruluşların bu çabaya destek vermesi ve işbirliğine açık olmaları gerektiği belirtilmiştir.
·    Ülkemizin deprem kuşağında yer alması itibarıyla konunun kaynak teknolojisini ilgilendiren boyutu ile ele alınmasının gerekliliği vurgulanmış, bu çerçevede yapısal çelik uygulamalarının yetersiz düzeyde olduğu ve detaylı olarak ele alınmasının gerekliliği ifade edilmiştir.
·    Kaynak teknolojisi uygulamalarında işçi sağlığı ve iş güvenliğinin öneminin gerek işveren gerekse çalışan tarafından algılanması irdelenmiş, konunun öncelikli ve kapsamlı olarak ele alınması gerekliliği vurgulanmıştır.