HVAC

26-28 Ekim 2018 tarihleri arasında İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde Türk Tesisat Mühendisleri Derneği’nin “Mekanik Tesisatta Dijitalleşme” çalıştayı Nesnelerin İnterneti (IoT) Komitesi tarafından organize edildi. TTMD Yönetim Kurulu Üyeleri, akademisyenler, alanında uzman mühendisler ve çok sayıda TTMD üyesi katılımcılar arasında yer aldı.

Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Mekanik Tesisatta Dijitalleşme ÇalıştayıTürk Tesisat Mühendisleri Derneği Mekanik Tesisatta Dijitalleşme ÇalıştayıTürk Tesisat Mühendisleri Derneği Mekanik Tesisatta Dijitalleşme Çalıştay Raporu ve Sonuç Bildirgesi

1,5 gün süren çalıştay süresince 5 temel konu üzerinde duruldu;
x YARIN VE ÖTESİ
x 3 BOYUTLU YAZICILAR
x DİJİTALLEŞME
x  AKILLI TASARIM
x AKILLI ÜRETİM + AKILLI BİNALAR

Çalıştayın amacı; hızla dijitalleşen dünyamızda tesisat sektörü olarak bu hızlı değişime adapte olmak ve Türk Tesisat Mühendisleri Derneği olarak bu ilerlemede öncü rol oynayıp, ihtiyaçları belirleyip üyeleri ve diğer paydaşları ile gerekli çalışmaları yapmak ve desteği vermektir.
1. GÜN
TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol KılkışTTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol KılkışTTMD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Birol Kılkış, yapılı çevrede dijitalleşme başlıklı açılış konuşmasında Türkiye’nin dijital atılım stratejisi raporuna değindikten sonra bilgisayar teknolojisinde dijitalleşmenin tarihsel adımlarından bahsetti. Kılkış, tesisat mühendisliğinde, mimaride ve yapılı çevrede dijitalleşmenin tarifi, kapsamı ve öneminin netleştirilmesi gerektiğini söyleyerek; yerli ARGE, yerli otomasyon, yerli teknolojiye dayalı yerli üretim çalışmaları gibi konulara dikkat çekti.TTMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sarven ÇilingiroğluTTMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sarven Çilingiroğlu
Açılışta konuşan TTMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sarven Çilingiroğlu ise dijitalleşme ile birlikte sektörümüzdeki fırsatlar, tehditlerin masaya yatırılacağını belirterek geleceğin seyircisi değil, tasarlayanı olmamız gerektiğini söyledi. Konusunda uzman genç mühendislerin oluşturduğu IoT Komitesinin Yönetim Kurulu’ndan çalıştayı düzenlemek için yetki talep ettiğine ve organizasyonu üstlendiğine değinen Sarven Çilingiroğlu gençlerin, “gönüllülük” usulü ile “sorumluluk” almalarının çok değerli olduğunu belirtti ve emeği geçen herkese, özellikle de bilgi ve tecrübelerini aktaran katılımcılara teşekkür etti. Çilingiroğlu, konuşmasını TTMD tanıtım filmindeki ifadeyle, “gelin geleceği birlikte yaratAldağ Firması adına İcra Kurulu Başkanı Rebii DağoğluAldağ Firması adına İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlualım” diyerek bitirdi.

TTMD 2018 Çalıştay’ ına destek veren Aldağ Firması adına İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu; dijitalleşmeye ve geleceğe yönelik süreçleri yakalamanın önemine dikkat çekti. Dağoğlu, sektörün nerede olduğunu ve nereye gittiğini bilmesi gerektiğini, bunun da ancak farkındalık sayesinde olabileceğini söyledi.
Nesnelerin İnterneti (IoT) Komitesinin bir araya gelme süreci ve çalışmaları hakkında bir sunum yapan Komisyon Sekreteri Seçil Kızanlık İskender, kuruluş amaçlarının kavramları netleştirmek ve farkındalığı artırarak sektörümüzü elimizde tutmak olduğunu söyledi.
Komisyon Sekreteri Seçil Kızanlık İskenderKomisyon Sekreteri Seçil Kızanlık İskenderİskender, komisyon olarak hedeflerinin sektörün ilgilileri ile beraber teorik ve pratik bilgiler derleyip eğitimler vermek ve tesisat sektöründe IoT çözümleri üzerine hizmetler sağlamak olacağını belirtti. Komitesi adına bir diğer sunumu gerçekleştiren Yalçın Katmer ise yaşantımızın hızla değiştiğine ve insanın bu değişime adapte olmak zorunda olduğuna dikkat çekti. Katmer daha sonra, dijitalleşme, nesnelerin interneti, büyük veri, artırılmış ve sanal gerçeklik, endüstri 4.0 gibi kavramların tanımlarını yaparak çalıştay katılımcılarını bilgilendirdi.

Nesnelerin İnterneti (IoT) Komitesi Başkanı Nevroz Karakuş kısa bir sunum yaparak çalıştayın işleyişi hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Karakuş, bu çalıştayda serbest çağrışım ve tüm fikirlere açık olduklarını, bu sayede günün sonunda yol haritasını belirleyeceklerini iletti.

 

Prof. Dr. Macit ToksoyProf. Dr. Macit ToksoyKahve molasının ardından “Yarın ve Ötesi” konu başlığında bir sunum yapan Prof. Dr. Macit Toksoy, bilim adamları ve uzmanların rasyonel verilere dayalı olarak öngördükleri bir gelecekten bahsedeceğini ve bunun endişe verici bilgiler içerdiğini belirterek konuşmasına devam etti.
Yarın Ve Ötesi – Konuşma Özeti;
Her 18 ayda bilgisayar kapasitelerinin iki misline çıktığı, her iki günde bir uygarlığın başlangıcından 2003 yılına kadar geçen sürede ürettiği kadar dijital bilginin üretildiği, akıllı cep telefonlarının ve internet bağlantılarının sayısının çoktan milyarları geçtiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bilim ve bilişim dünyasının zirveleri, 2025 yılındaki bir bilgisayarın kapasitesinin 2013 yılındakinin 64 katı olacağını; ekonomide, iş dünyasında, toplumda ve bireysellikte benzeri görülmemiş paradigma değişimlerinin söz konusu olduğunu; yaşama, çalışma ve birbirimizle ilişki kurma tarzımızın kökten değişmesinin öngörüldüğünü, yaşadığımız zaman dilimini tanımlarken bu kadar büyük vaatler ve potansiyel tehlikeler içeren başka bir dönemin daha önce HİÇ olmadığını söylüyorlar;
 “Büyük veri algoritmaları özgürlüğü bastırdığı gibi toplumlar arasında gelmiş geçmiş en derin uçurumları yaratabilir.
 Tüm servet ve güç, üç beş seçkinin elinde toplanabilir.
 İnsanların büyük kitleler olarak işlevsiz (ve işsiz) kalması söz konusu olabilir.
 İnsanlar biyolojik kastlara ayrılabilir.
 Otoritenin insanlardan algoritmalara geçmesiyle dijital diktatörlüklerin önü açılabilir”.
Henüz başında olduğumuz çağı şekillendiren olgu, özellikle bilgi teknolojisindeki ve bu teknolojinin etkilediği diğer teknolojilerdeki gelişmelerin üstel (exponansiyel) oluşu.

Bu üstel gelişimin odaklandığı geleceğin oyuncusu ise insan zekâsı ile birleşmiş yapay zekâ; ‘Tanrıyı oynama dürtüsü’ ile insanlar,
• kendi varlığından haberdar olan,
• kendisi öğrenmiş,
• öğrenmeye devam eden,
• hiç kimsenin bilmediği şeyleri bilen
• yeni fikirler üzerinde düşünebilen,
• yeni doğa kanunlarını keşfeden
• tutarlı sohbetler yapabilen, SÜPER YAPAY ZEKALI sistemler-oyuncular yaratmak üzereler.
Kimi uzmanlara göre 2029’da, kimilerine göre 2045’de, kimilerine göre yüzyılın sonunda ortaya çıkacak bu oyuncuların yaratacağı tekilliğin hayatımızı nasıl etkileyeceğini hiç bilmiyoruz. Friedman Denklemlerinin geçerli olmadığı Büyük Patlama anı gibi bu tekillik, “zamanda veya uzayda, matematik ve yanında da bizim anlama kapasitemizin çaresiz kaldığı” bir nokta. Tekillik sonrasında, “insan ile makina ya da fiziksel olan ile sanal
gerçeklik arasında ayrım olmayacak”. Bu tekillik bir cennet de yaratabilir bir cehennem de. Elan Musk’a göre ’Esas olarak herkes Krypton gezegeninden ise bu muhteşem. Ama sadece bir kişi süpermen ise ve o süpermen de Hitler kişiliğine sahip ise, büyük sorunumuz var demektir.’’ Bilgisayar dünyasının gurularına göre korkacak birşey yok, “makinaların egemenliği ele geçirmesiyle ilgili söylenen her şeyi unutun gitsin. Gelecekte her ne olacaksa, yazgısı bizim elimizde.’’ diyorlar. Ancak doğrusal düşünme alışkanlığında olan insanların gelecek için nasıl bir el tutacakları şüpheli.
Tekillik öngörüsü yeni değil; 1958 de John von Neuman “Teknolojinin durmaksızın ivmelenen ilerlemesi....türler tarihinde, toplumsal yaşamın bildiğimiz biçimiyle devam edemeyeceği bir tür temel tekilliğe doğru yaklaşıyor gibi görünmektedir” öngörüsünde bulunmuş. 21. Yüzyıl’ın başı bu tekilliğin ayak seslerinin duyulduğu yıllar.

Sonuç olarak, nasıl baş edileceği henüz belli değil ama yapay zeka – biyoteknoloji – nanoteknoloji alanlarındaki gelişmeler ya insanoğlunu kontrol edecek, ya da, biz bu teknolojileri kontrol ederek tüm insanlık için daha mutlu bir dünya yaratacağız.
Bireyler ve kurumlar olarak bize düşen şey, hiç vakit kaybetmeden dijitalizasyon konusunda olan gelişmeleri on-line takip etmemiz, gelişmelerin bir parçası olmamız ve nihayet söz konusu dönüşüm için kendi DİJİTAL DÖNÜŞÜM STRATEJİK PLANLARImızı yapmamız. Aksi halde hiç mutlu olmayacağımız İKİNCİ EL GELECEĞE uzanabiliriz.

Dr. Ziya Haktan Karadeniz Dr. Ziya Haktan Karadeniz Çalıştayın ilk gününde son sunumu, iklimlendirme sistemlerinde 3 boyutlu eklemeli üretim uygulamaları başlığıyla Dr. Ziya Haktan Karadeniz yaptı. İlk olarak eklemeli üretim teknolojilerinin geçmişi ve kavramların tanımları hakkında bilgi veren Karadeniz; bu teknolojinin hassasiyet, hız, verimlilik, maliyet ve dönüşüm gibi aşamalarını anlattı. Daha sonra 3 boyutlu eklemeli üretim ve mekanik tesisat alanında son gelişmeleri aktaran Karadeniz, bütünleşik tasarım ve 3 boyutlu bina inşa örnekleri vererek yakın gelecekte bu yöntem ile yerinde bütünsel bir yaklaşımla binaların üretileceğini söyledi.
İklimlendirme Sistemlerinde 3B Eklemeli Üretim Uygulamaları – Konuşma Özeti; Kesme ve birleştirme olarak tanımlanabilecek günümüz üretim teknolojisinin getirdiği tüm kısıtlamalar, üç boyutlu (3B) eklemeli üretimin gelişmeye açık yapısıyla yakın gelecekte ortadan kalkacaktır. Çünkü teorik olarak eklemeli üretim “atom, atom” üst üste ekleme temeline yakınsamaktadır. Endüstrinin her alanında bileşen ve sistemlerin üstün performanslarda ve bilinen çözümlerin (alışılagelmiş geometrilerin) dışındaki yapılarda üretimi, 3B eklemeli üretime uygun tasarım ve üretim yaklaşımları ile mümkün olacaktır. Geleceğin dünyasında endüstriyel taşımanın ana yükünü, mamuller ya da yarı mamuller değil, üretimde kullanılacak üç boyutlu yazıcılar ve bunların kullanacağı malzemeler oluşturacaktır. Söz konusu endüstriyel dönüşümün 10-30 yıl arasında değişen bir zaman diliminde tamamlanacağı öngörülmektedir.
3B eklemeli üretimin önemli ölçüde etkileyeceği alanlardan bir tanesi yapı-bina endüstrisidir. İklimlendirme sektöründe, tüm bileşen ve sistemlerin 3B eklemeli üretim teknolojisi ile sayısal-dijital fabrikalarda üretilmesi, hatta bu bileşen ve sistemlerin bina kabuğu ile birlikte eş zamanlı olarak yerinde üretilmesi mümkündür. Bu alandaki öncü çalışmalar 2004 yılında ABD’de ortaya çıkmış ve doğal afet, savaş vb. acil durumlarda ihtiyaç sahiplerine hızlıca konut üretebilmekten, Mars kolonilerinin kurulumunda çalışacak sistem tasarımına kadar geniş bir alanda uygulama önerileri sunulmuş ve prototipler imal edilmiştir. İşlevsel ilk örneklerden olan dünyanın ilk 3B eklemeli üretim yöntemiyle basılan apartman binası 2015 yılında Çin'de inşa edilmiştir. 2016'da ise 3B eklemeli üretim yöntemi ile Dubai’de bir ofis inşa edilmiştir. Bu örneklerde, mekanik tesisat, atık su tesisatı vb. bina bileşenleri geleneksel yöntemlerle üretilerek binaya bağlanmışlardır. Yapı-bina endüstrisinde 3B eklemeli üretim yönteminin kullanıldığı örnekler her geçen gün artmaktadır. Bu yapıların bazıları deneysel çalışma amacıyla, bir kısmı ütopik ortak yaşam alanları olarak, bir kısmı ise farklı amaçlar için oluşturulan tamamen işlevsel yapılar olarak tasarlanmış ve/veya üretilmişlerdir.
Kısa zaman önce ortaya atılan "Dijital Olarak İnşa Edilmiş Binalar" (Digitally Fabricated Buildings) kavramı; Mimarlık, Mühendislik, İnşaat sektörleri ile işletme sahipleri için yeniçağın eklemeli üretim çağı olacağını ve bu değişime ayak uydurabilmek için kullandığımız mühendislik yaklaşımlarının yenilenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu alanda eklemeli üretimin "bir sonraki en büyük adım" olma potansiyeline sahip olduğunu belirtilmiştir. Bu adımı atabilmek için, Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat sektör temsilcileri arasında eşgüdümün sağlanması, “yapı bilgi modellemesi (BIM), parametrik iş akışı modellerinin geliştirilmesi ve bütünleşik yapı elemanları mühendisliği” alanlarının yakın gelecekte önemli araştırma ve uygulama konuları olması beklenmektedir. Yeni mühendislik yaklaşımları, bina inşa elemanları, sıhhi tesisat, HVAC, elektrik tesisatı vb. unsurlar için doğadan ilham alan özgün (serbest) tasarımları içerecektir. Bu tasarımların üretilmesi geleneksel yaklaşımlarla mümkün olamayacaktır.

3B eklemeli üretim yönteminin Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat sektörleri özelinde de üretimde birincil yöntem olacağı, bu dönüşümün üç aşamada gerçekleşeceği öngörülmektedir. İlk aşama olarak ısı değiştiriciler gibi 3B Bileşenlerin Üretimi (3B-BÜ) ve ardından bu bileşenlerin oluşturduğu 3B Cihazların Üretimi (3B-CÜ) son aşama olarak da bütünleşik tasarım teknolojisi ve 3B Bina İnşası (3B-Bİ) olmak üzere 3 aşamada gerçekleşeceği düşünülmektedir. Piyasa beklentileri ve teknolojik öngörüler doğrultusunda bütünleşik tasarım için gerekli olan, üretim yöntemi ve tasarım yöntemi açısından yakın gelecekte oluşacak ihtiyaçları karşılayabilecek bir mekanik tesisat bileşeni tasarımı önemli bir çalışma alanı olarak görülmektedir. Ancak bu alanda henüz çok az çalışma bulunmaktadır. 3B eklemeli üretim sektörünün gelişmesiyle birlikte tasarım kısıtları ortadan kalkmakta ve Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat disiplinlerinin bütünleşik tasarımlarda buluşmaları gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Şehirleşmenin ve planlı yapılaşmanın ülkemizde daha önemli hale geldiği bu dönemde, HVAC sistemlerinin klasik tasarımların ötesinde mimari ile bütünleşik ve estetik üretilmesi mümkündür. Bu noktada, 3B eklemeli üretim tasarımın estetik ve sistemin daha verimli hale gelmesini sağlarken, üretimde kullanılacak farklı malzemeler sayesinde maliyetler azaltılabilecektir.

Bu süreçte iklimlendirme sistemlerinin de yeni üretim yaklaşımına adapte olacak şekilde değişmesi gerekecektir. 3B eklemeli üretim, ilgili tasarım teorisinin ve araçlarının geliştirilmesi ile birlikte, yerinde ve zorunlu geometrik formların dışında üretim olanakları sağlayarak günümüz endüstri üretim formlarının yerini alacak ve değer zincirlerini önemli ölçüde etkileyecektir.

2. GÜN
Mekanik Tesisatta Dijitalleşme Çalıştayı ikinci gününde ilk olarak davetli konuşmacı Serdar Kuzuloğlu, Dijitalleşmeye Giriş başlıklı sunumunda, teknolojinin hayatımıza giriş hızına dikkat çekerek insanların bu sürece ne kadar çabuk adapte olduğunu anlattı. Evlerde kullanılan otomasyon sistemleri ve yeni teknolojiler, yapay zekalı iklimlendirme kontrol ünitelerinin tarihi hakkında bilgiler veren Kuzuloğlu, tesisat sektörünü yakından ilgilendiren gelişmeleri anlattı.
3 Boyutlu yazıcılar ile neredeyse 24 saatte bir ev inşa edilebildiğini söyleyen Serdar Kuzuloğlu, zaman içinde maliyetlerin düştüğünü ve bu tarz evlere erişimin daha kolay hale geleceğini vurguladı. Kuzuloğlu, yapı denetiminde bile basit robot araçların şantiye içinde gezerek kontrol sağladığını ve bu sayede takvim, bütçe, plan gibi aşamaları takip edebilecek teknolojilerin üretildiğini belirterek bunun ciddi anlamda insan tasarrufu anlamına geldiğini aktardı. Konuşmacı son olarak değişimin çok hızlı ilerlediğini ve 10 sene sonrasını hayal etmekte zorlandığını söyledi.
GMD Proje Orhan GürsonGMD Proje Orhan GürsonAranın ardından geçilen ikinci oturumda Orhan Gürson tasarımcıların gözünden son 30 yıldan nereden nereye gelindiğini anlatan “Akıllı Tasarım Dijital Proje” başlıklı bir sunum yaptı.

Akıllı tasarım – Konuşma Özeti;
Son 30 yılda tasarımların dijitalleşmesi ile daha hızlı, daha güvenilir ve daha kolay depolanabilir bilgileri kullanmaya başladık. İnsan gücünün daha farklı kullanımına imkan verecek tasarım yazılımları sayesinde bazı maddi hataların kontrolü kolaylaştığı gibi şantiyelerde uygulama aşamasındaki fire ve zaman kayıpları da azaldı. Bunun yanında tasarımların 3 boyutlu yapılamaya başlanmasıyla görsel sunumların kalitesi ve beğenilirliği arttı. Aslında bu da başka bir riski göz ardı etmemize sebep oldu ki şu anda yaşadığımız süreçte benzer sorunlarla karşılaşmamızın temel sebebi de görsel sunumların arkasında kalan temel mühendislik yoksunluğudur. Yakın gelecekte yazılımların bunları da süzerek gerekli düzeltmeleri veya uyarıları yapacağını beklemek gayet mantıklıdır.
3 Boyutlu tasarımların üretilmesi aşamasında insan düşüncesini okuyabilen yazılımların kullanılmaya başlaması ile yine 3 boyutlu yazıcılar vasıtasıyla yakın gelecekte bilgisayarların klavyeleri, fareleri ve ekranları ortadan kalkarak tasarım işinin tamamen beyinde bitirilmesi ve bunun da yazıcıdan üretilmesinin mümkün olacağı görünüyor.
Ancak yine de yapay zeka ve yapay zeka kullanan robotlardan çok da korkmamıza gerek yok, neticede onları elektrikle buluşturan insanoğlu ne zaman fişi çekeceğini de bilecektir. Bu tür sınırlamalar konusunda hali hazırda gelişmiş ülkelerde bazı protokoller oluşturulduğu yönünde bilgi paylaşımları yapılmaktadır.
Murat KurtlarMurat KurtlarÖğleden sonra geçilen ilk oturumda “Akıllı Üretim ve Akıllı Binalar” konu başlıklı sunumunda Murat Kurtlar, hızlı değişen dünyada mega trendler hakkında bilgiler aktardıktan sonra yapay zeka, bulut depolama, blockchain ve IoT network sistemlerine değindi.
Dijital transformasyonda şehirler için akıllı çözümler ve şehir planlamayı anlatan Kurtlar, enerji alanındaki uygulamalar sayesinde belirli oranlarda tasarruf sağlanabildiğine dikkat çekti.

Akıllı Üretim & Akıllı Binalar – Konuşma Özeti;
Endüstri 4.0, öncelikle üretimde bir hattın, ardından bir fabrikanın ve uluslararası üretim ağının, lojistik süreçlerinin dönüşümüyle devam eden ve sonuçta tüm tedarik zincirinin birbiri ile bağlı bir ağın parçası olmasını sağlayan bir süreçtir. Endüstri 4.0’ın temel olarak 3 hedefi var: 1- Ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal istikrar, 2- Kalıcı değer ve iş güvenliği, 3- Daha fazla verimlilik ve yüksek yaşam standardı… Endüstri 4.0 ile fiziksel parça, araç, insan ve makinelerin internet üzerinden birbirleriyle iletişimde olmasının ve bu sayede üretimdeki çevrim zamanının azaltılması ve kaynakların daha verimli kullanılması sağlanmış olacak.
Bugün baktığımızda insanlar birbiriyle bağlı, insanlar makinelerle bağlı, makineler birbiriyle bağlı… Hayatımızın her alanında bir değişim söz konusu. Bu değişimin sanayi için de kaçınılmaz duruma gelmesinin öncelikli sebebi, herkesin kendisine özel ürünler istemesi ve bunu hemen talep etmesidir.
Bunu biraz daha açacak olursak, giderek birbirine bağlanan bir dünyada, insanlar, teknolojilerden günlük yaşamı daha basit, daha rahat ve daha emniyetli hale getirmesini bekliyor. Daha da önemlisi, teknolojilerin bireysel ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmasını istiyor. 4. Sanayi Devrimi yani Endüstri 4.0 da tüketicinin istediklerini, taleplerini üretime yansıtıyor.
Önümüzdeki yıllarda, yenilikçi çözümlere olan talep artarak devam edecek. 2020 yılı itibarıyla global Nesnelerin İnterneti (IoT) pazarının Endüstri 4.0 ı da kapsayacak şekilde yaklaşık 250 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Çalıştay 70 kişilik katılım ile 7 ayrı masada 3 temel konu başlığı üzerinde duruldu. Her bir masa Dijitalleşme, Akıllı Tasarım, Akıllı Üretim & Akıllı Binalar konularının hepsini moderatörler eşliğinde tartıştılar.

MASA RENGİ ve ÇALIŞTAY MODERATÖRÜ

Mavi Seçil KIZANLIK İSKENDER
Kırmızı Görkem KIZILTAN USTALI
Yeşil Erdem Can PAMUKÇU
Sarı Oğuz YAZ
Mor Zafer DÜŞÜNMEZ
Beyaz Çağlar ŞAKAKLI
Siyah Yalçın KATMER

Her bir masada akademisyen, tasarımcı, üretici, malzeme tedarikçisi ve uygulayıcı firmaların yer aldığı katılımcılar her bir konu için sunumları dinledikten sonra kendi masalarına geçip ilgili konu üzerinde fikirlerini yazdıktan sonra en çok oyu alan fikirler belirlendi.

Komisyon Başkanı Nevroz KarakuşKomisyon Başkanı Nevroz Karakuşİkinci günün sonunda yapılan değerlendirme oturumunda, Komisyon Başkanı Nevroz Karakuş tüm çalıştay katılımcılarından gelen geri bildirimler doğrultusunda bir değerlendirme sunumu yaptı. Çalıştay sırasında ortaya çıkan yorumlar, öneriler aşağıdaki gibidir.

1. DİJİTALLEŞME
1.1. Şu anda kullandığımız dijital araçlar/ekipmanlar nelerdir? Neler değişti?
Sektörümüzde değişen ana cihaz ve ekipmanların, gelişen teknolojiyle bilgisayar kullanımının artması, bilgisayar destekli çizim programlarıyla daha hızlı ve kolay proje üretilebilmesini sağladı. İnternet, Cep telefonu ve bilgisayar sayesinde çevrimiçi (Online) toplantıların zamanı etkili ve verimli kullanabilmemiz ve dijital ölçüm araçlarının faydaları ve otomasyonun getirdiği faydalar değişen temel unsurlardan.
1.2. Sizce Türkiye Dijitalleşmede Dünyanın neresinde?
Ülkemiz genel olarak dijitalleşmede Dünya ile paralel hareket etmektedir (Telekominikasyon, oyun yazılımları, sosyal medya v.b.).
Sektör olarak dijitalleşmeyi yakından takip etmeli, bilgi birikimimizi arttırma yönünde çalışmalar yapmalıyız.
1.3. Dijitalleşme iklimlendirmeyi nereye götürecek? Bunlar için neler yapıyoruz? Beklentileriniz ve kaygılarınız nelerdir?
Bireysel konforun daha fazla artacağı, daha fazla veri işleneceği, yapay zeka ve sensörlerin gelişimi ile daha verimli sistemler olacağı düşünülmektedir. Enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin bu konudaki gelişmelerden azami faydalanması gerekmektedir.
Binalardan bilginin daha kolay toplanabilmesi, geçmiş ve anlık verilere bağlı olarak yapay zeka kullanımının artmasıyla da daha sağlıklı analizler yapılabilecek ve sistem tasarımında optimizasyon sağlanacağı gibi farklı disiplinlerle de birlikte çalışma ortamı artacaktır (bütünleşik tasarım).
Genel kaygı ise bilgi güvenliği ve ürün yaşam döngüsünün kısalmasıdır. Endüstri 4.0 yakından takip edilmesi, sektör temsilcilerinin (STK’lar) bu konuda daha aktif olması genel beklentiler arasındadır.
Dijitalleşmenin birçok mesleği ortadan kaldıracağının konuşulduğu günümüzde, mesleğimizin ileride de varlığını ve önemini koruyacağı düşünülmektedir. Mesleğimizde elektromekanik bilgisinin revaçta olacağı, yazılım ve otomasyonun önem kazanacağı görülmektedir. Dolaysıyla biz mühendislerin bu yönde kendimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Mesleğimizin değişimi ve evrilmesi sürecinde, Türk Tesisat Mühendisleri derneğinin bu süreçdeki rolü; Makine Mühendisleri Odası, Üniversiteler ile ortak çalışmalar yaparak çalıştay, sempozyum ve eğitimler düzenlemeli. Ayrıca ARGE merkezi kurulmasında gerekli kaynakların sağlanmasında yardımcı olmalıdır. Türk Tesisat Mühendisleri Derneği, üyelerinin dinamiğini kullanarak yurtdışını yakından takip etmelidir.
2. AKILLI ÜRETİM
2.1. Akıllı üretimin sektörümüze faydaları nelerdir? Nelerin değişeceğini düşünüyorsunuz? Karşılaşabileceğiniz muhtemel zorluklar nelerdir?
Akıllı üretimin en büyük faydalarından bir tanesi küresel ısınmanın yavaşlatılması olacaktır. Daha mikro bazda yapılan yaklaşımlarda stok maliyetlerinin düşmesi, fire miktarının azalması, enerji maliyetlerinin düşmesi, arıza kaynaklı iş kesintilerinin azalması, lojistik süreçlerinin kısalması tarafımıza sağlanan faydalar arasında görülmektedir. Dolayısıyla enerji ve veri analisti ihtiyacı artacaktır. Bir yandan hata payı azaltılıp, terzi usulü üretim dolayısıyla ürün çeşitliliği artacak, küçük mekanlarda daha çok üretim daha az işgücüne ihtiyaç duyulacaktır. Hatta kimi fabrikalarda hiç insan
çalışmayacak buna rağmen üretim adetleri artarken, maliyetler düşecektir. İlk yatırım maliyeti artacak, işletme maliyeti azalacaktır. Üretim sürecinde makinelerin ya da robotların ayarlanabilme, programlanabilme, kontrol edilebilme yetenekleri artacaktır, dolayısıyla geriye dönük takip etmek mümkün olacaktır.
Sektörümüzde ise tasarım kriterlerinin, son kullanıcıya ulaşma yöntemlerinin, uygulama ve kullanım şekillerinin değişeceği öngörülmüştür. Bunun sonucunda güvenlik kaygıları azalacak, konfor şartları ve standartlar artacaktır. Gittikçe karmaşık hale gelecek uygulamalar sonucu kullanıcı problemleri oluşabilir, daha yoğun rekabet koşulları dolayısıyla fayda girdilerimizin minimize olması riski mevcuttur.
İnsan doğası gereği, üretim alışkanlıklarından vazgeçmenin zor olacağı (Değişim yönetimi) ve var olanın devam ettirilmeye çalışılacağı dile getirilmiştir. Gene aynı yaklaşıma göre üretim şeklini tamamen değiştirmek için önce düşünce şeklini değiştirmek gerekmektedir. Çalışanlar değişime direnç gösterecek ve iş kaybı kaygıları oluşacaktır. İnsan işçi kullanımının azaltılması avantaj olarak görülmektedir. Bu yaklaşıma göre iş kazalarının azalacağı ve insan kaynaklı verim kaybının olmayacağı düşünülmektedir.
Bizim ülkemiz için en önemli problemin yatırımların finansmanı olduğu, birçok katılımcı tarafından kabul görmüştür. Bu yerli firmaların kaynak yetersizliği dolayısıyla kaybolmasına neden olabilir. Know-how ve teknolojik altyapı eksikliği problemi çözülmelidir. Mesleğimizde, iş tanımlarının değişeceği ve yeni iş kollarının açılacağı düşünülüyor. Kullanılan ekipmanları ve yazılımların yerini yenileri alacaktır. Sensör teknolojileri ve IoT adaptasyonu sonucu büyük veri analizinin önemi artacaktır. Öte yandan, toplanılacak büyük verinin işlenmesinin ve sonuç üretilmesinin de kolay
olmayacağı çıkarımlar arasında mevcuttur.
2.2. İklimlendirmede akıllı bina deyince ne anlıyoruz? Akıllı binalar için hangi çalışmalar yapılabilir? Konuyla ilgili TTMD'den beklentileriniz nedir?
Akıllı binaya iki farklı tanım getirilebiliriz: “Yaşayan insanların konfor ihtiyaçlarını ve kullanım alışkanlıklarını öğrenir, dolayısıyla konfor ve enerji verimliliğini insan müdahalesine ihtiyaç duymadan kendi çözümleri ile dengeler. Bir yandan bina içindeki ihtiyaçları ve dış etkenleri algılar, yorumlar, aksiyon alır diğer yandan aksi istense de minimum konfor şartlarında hizmet verir.”
“Elektromekanik sistemlerin kontrol edildiği, parametrelerin gerekli şekilde değiştirildiği, enerji tüketimlerinin cihaz veya sistem bazında izlenip raporlandığı, cihazlar için bakım ve arıza kestirimlerinin yapıldığı, şehir, ulaşım ve bina sakinleri ile iletişim içinde olan binalar akıllı binadır.”
Hemfikir olunan ortak noktalar; kullanımın ve yönetiminin kolay olacağı, odak noktasına insan konforunu koyması gerektiğidir. Peki, akıllı binalar için hangi çalışmalar yapılmalıdır? Örnek akıllı bina çalışmaları analiz edilmeli, tüketici talepleri öğrenilmeli, başka sistemler ile entegre olmalıdır. Genel bir yaklaşımla; çok iyi bir internet altyapısı bölgelere kurulmalı, şehir ve binalar sensörler ile donatılmalıdır. Belli ortak merkezler kurulup değerlendirme yapılmalıdır.
Akıllı binalar temelde konfor ve enerji verimliliği ana fikri üzerine inşa edilir.
Yatırımcıların konuyla ilgili farkındalığı arttırılmalıdır. Ayrıca bu sistemlerin uygulanmasını teşvik edecek teşvik programları hazırlanmalıdır. Sonrasında da bu uygulamaları zorunlu kılacak yönetmelikler hazırlanmalıdır. Bunun sonucunda her türlü menkul kıymetin ortak kabul görecek değeri oluşabilecektir.
TTMD’den dünyada yapılan uygulamaları inceleyip, sunması, bilgi havuzu görevini üstlenmesi ve ortak çalışmaları yönetmesi beklenmektedir. Endüstri 4.0 vizyonu için bir dosya oluşturması talep edilmiştir. Web sitesinde Endüstri 4.0 platformu kurulabilir, trendler online takip edilebilir ve daha fazla eğitim verilebilir. Yürütmeyi etkilemeli, ulusal standartlara götürecek strateji çalışmaları yapmalıdır. Aksiyon olarak aşağıdakiler önerilmiştir:
- Regülasyonlar gözden geçirilip, altyapının ve tüm paydaşların değişime hazır hale getirilmesi, bunu takiben devletin teşvik ve zorunluluk politikalarının güncellenmesi
- Globalde gelişmelerin takibi için üyelerinin dinamiği kullanılmalı, “Dış ilişkiler komisyonu” ile dünya üzerinde takip sağlanarak, yetkin kişiler uluslararası sempozyumlarda konuşturulmalı
- Çalıştaylarla hedef belirleyip strateji geliştirilmeli
- Yurtdışında belgesellere konu olan kendi enerjisini üreten, atıklarını toplayıp yeniden değerlendiren akıllı bina sistemlerinden bir tanesini tasarım ekibi ile anlaşıp ülkemizde sunum yapması için davet etmek
- Eğitim ve bilgilendirmeler bu konulara odaklanabilir, her disiplin için ayrı bir çalışma grubu kurulabilir (tasarımcı-üretici-uygulayıcı-satıcı-akademisyen)
Akıllı bina özelinde öncelikle çalıştayı takiben “Akıllı Bina” tanımının yapılması ve bu binada bulunması gereken asgari özelliklerin belirlenerek farkındalığın artması için bu çalıştayın devamının getirilmesi beklenmektedir. Bunun için bir komite oluşturulabilir denmektedir. TTMD "Akıllı Bina" sertifikası verebilecek düzeyde gerek şahıs bazında, gerekse kamu nezdinde gerekli yetkinliği tesis edecek çalışmalara başlamalıdır. Dernek akıllı bina için bir deklarasyon yayınlayıp akıllı bina için beklentilerini belirlemeli ve teşvikler için devleti zorlamalıdır. Standartları düzenlemek ve eğitimler vermek derneğin ana sorumluluklarından olmaktadır.
3. AKILLI TASARIM
3.1. Akıllı tasarım nedir? İdeal akıllı tasarım nasıl olmalıdır?
Akıllı tasarım; mimari, statik, mekanik ve elektrik tesisatında kullanılan malzemelerin her yönüyle değerlendirilebildiği bütünleşik tasarımdır. İhtiyacı en ekonomik ve hızlı bir şekilde çözerken hem bina yapım disiplinleri arasında otomatik entegrasyonu sağlayan hem de enerji tüketim değerlerini azaltarak çevreye duyarlı olan tasarımdır.
Tasarım aşamasında, tasarımcı, yatırımcı, uygulayıcı ve kullanıcının bir arada çalışarak; ihtiyaçlar ve çözümlerin hep birlikte belirlendiği tasarımdır. Bununla birlikte üretim aşamasına geçilmeden binanın sürdürülebilirliği için simüle edilebilen tasarımlardır. Yani bir yapı fiziksel olarak inşa edilmeden önce simülasyon yoluyla kurulup gerekli bütün fizibilite çalışmaları bu simülasyon üzerinden yapılıp, yapılması planlanan tüm değişiklikler önce sanal olarak yapılan tasarımlardır.
İdeal akıllı tasarım yukarıdaki akıllı tasarım tanımına ilave olarak; kullanıcı taleplerini ve ihtiyaçlarını öğrenen, kişiye özel konfor şartlarını değişen koşullara göre cevap verecek şekilde kendini adapte edebilen olmalıdır. Tasarımın ilk aşamasında yer alan tüm disiplinlere ilaveten Kabul, İşletmeye Alma, Kontrol (KİK) firmalarının da çözüme ortak olduğu, yapının işletme süresi boyunca da enerji ve CO salınımlarının analizlerinin yapıldığı, enerji kaynaklarını akılcı yöneterek raporlama yapılabilen tasarımdır. Son kullanıcı için kullanımı ve işletilmesi kolay ayrıca bakım maliyetleri de düşük olmalıdır.
3.2. Akıllı tasarıma giden yolda neler yapmalıyız? Beklenti ve ihtiyaçlarınız nelerdir? Sektör paydaşları işin neresinde olmalı?
Akıllı tasarıma giden yolda atılması gereken temel adım; öncelikle sektörel değişimin farkındalığını yaratmalıyız. Değişime açık ve değişime ayak uyduran tüm disiplinlerin; tasarımcıların, danışmanların, müteahhitlerin ve üreticilerin sorumluluk bilinciyle eğitim, ar-ge çalışmalarının ve ilgili standartların oluşturulmasında aktif rol almasını sağlamalıyız.
Teknolojik körlüğü engelleyecek sorgulama zihniyeti geliştirip hatta tasarımın ilk nedenlerine inip yeni kaldıraçları kullanarak dünya çapında değişimleri yakından takip edip dijital programları kullanabilen işgücü yetiştirmeliyiz.
Eğitim alanında üniversiteler ile birlikte çalışarak ilgili yazılım yapabilen tesisat mühendisleri yetiştirilmesi ve gerekli laboratuvarların kurulmasını, üretim alanında kamu kuruluşları ile birlikte çalışarak devletten gerekli desteğin alınmasını sağlamalıyız.
Birçok platformda bir araya gelerek sektörün ortak bir dil ile yazacağı standartları belirleyip bu standartların uygulandığının takibini etkili bir şekilde yapmalıyız.
Üreticiler bütün ürünleri dijitalleştirerek BIM’in aktif olarak kullanılması sağlanmalı hatta kendi simülasyon programlarımızı geliştirip ileriye dönük ihtiyaçlarımızı kendi geliştirdiğimiz simülasyonları kendimiz güncelleyerek dijitalleşmenin sektör olarak öncülerinde yer almalıyız.
TTMD ve MMO birlikte çalışarak güvenli bulut bilişimi ve büyük veri hizmeti sağlayabilmeli. Bu sayede bütün verilerin güvenli bir kaynakta tutulup analiz edilerek anlamlı bilgilere dönüştürülüp, olabilecek hatalar öngörülüp bakım süreçleri kolaylaştırıp üretim maliyetleri düşürülebilir. Ayrıca akıllı montaj teknikleri geliştirilerek çok daha az hata ile hızlı ve daha sağlam üretimler yapılmış olur.

SONUÇ
Çalıştay sonrasında çalışılacak en önemli 5 başlık
1) Dijitalleşme teknolojileri, yazılım, otomasyon, elektromekanik alanlarında sektörel farkındalığın arttırılması için eğitim çalışmalarının yapılması.
2) Akıllı binalar, büyük veri ve üretimdeki dijital dönüşüm üzerine vaka analizleri seminerlerinin organize edilmesi
3) Kamu, Sanayi, TTMD ve MMO’nun birlikte çalışarak, bütün disiplinleri bir araya getirip, standartların ve teşvik programlarının hazırlanması.
4) Kamu kuruluşları ve üniversiteler ile iletişimde olup, ortak çalışma alanları yaratılması.
5) TTMD web sitesinde dijitalleşme ile ilgili kütüphane oluşturulması.
Yukarıdaki hedeflere ulaşmak için oluşturulacak çalışma grupları aşağıdaki gibidir;
1) Eğitim, vaka analizleri ve kaynak oluşturma çalışma grubu
2) Kamu, üniversiteler ile iletişim ve standartlar çalışma grubu,
Çalışma gruplarına katılmak, katkı koymak isteyenleri Dijitalleşme komitesi ile iletişime geçmeye davet ediyor, tüm paydaşlarımıza katıkıları için bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Not: TTMD İzmir 2018 çalıştayından sonra “Nesnelerin interneti (IOT) komitesinin” adı katılımcıların isteği, komite üyelerininde Kabul etmesiyle “Dijitalleşme Komitesi” adını almıştır.