Genel

Değerler Pusulanız Olsun, Hande Muğlalı / 2 - Makale

Gözlerinizi kapayın ve bir ibadethaneye ya da askeri eğitim veren bir yapıya girin. Neler görürsünüz? Biraz düşünün…
Bu iki yapı tamamen birbirinden farklı amaçları olan yapılar. Ama ortak bir noktaları var: O yapıya girdiğiniz andan itibaren, orada olan insanları birbirine bağlayan, aynı amaca hizmet etmelerini sağlayan ortak değerleri var.

O ortama girdiğinizde, gerek duvarlarındaki yazı, resim, semboller ve ambiyansı gerek insanların giyinişleri, hal ve hareketleri size neden orada olduğunuzu hatırlatır cinstendir. Siz de o ortamın büyüsüne bir anda kapılı verirsiniz hiç zorlanmadan. Sanki yıllardır oradaymışsınız gibi.

İşte değerleri olan şirketler de buna benzer! Bu söylemle, değerlerin web sitesinde yada duvarlarda asılı olmasını kastetmiyorum. Bu yazıyı okuyan hepinizin şirketinde, yazılmak için yazılmış değerler bir yerlerde durmakta. Neredeyse evimin camından baktığımda gördüğüm bakkalın bile web sitesi varsa, birileri onun adına yazıyorlar bu değerleri. Sanki web tasarımcıları bunu mecbur tutmuş gibi. Ya da kopyala yapıştır zihniyeti, bunu istemeden de olsa bize nakşetmiş gibi.
Değerleri, gündelik hayatta mı kullanıyor peki bu şirketler? Evet, aldıkları tüm kararlarda değerleri pusula görevi görür. Hatta bazı durumlarda -şirketler için hayati olan- finansal konularını (ciro, karlılık vb) bile öncelik sırasında ikinci, hatta üçüncü sıraya çekerler. Bunu, değerleri uğruna aç kalsa bile ya da ucunda büyük bir zenginlik ihtimali olsa bile hırsızlık yapmayan insan profiline benzetebilirsiniz. Her şey çoğunlukla para değildir bu kişiler (değerleri olanlar) için.

Değerleri olan şirketler için de böyle! Bu şirketler, bulunduğu çevredeki insanlığa, canlılara, doğaya saygılı olmayı ve onlara faydalı olmayı, kazandığı paradan daha önemli görürler. Bunu sağlamak için, çalışanlarını sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmaları için yüreklendirirler. Bunu yaparken amaçları şirketlerinin adının daha fazla duyulması değildir.

Değerlere sahip şirketlerdeki liderler, ekip arkadaşlarına işleri nasıl yapacaklarını değil, onlara neden o işi yaptıklarını anlatırlar. Çalışanlarını dışarıdaki tehdit ve tehlikelerden korur ve onların tümünü görünmez güvenlik çemberi içinde kollarlar. Bunu yaparken, çalışanların bazısını çember dışında bırakmamayı çok önemserler.
Bu sayede çalışanların birbirinden bilgi saklamalarına, ayak oyunlarına girişmelerine gerek kalmaz. Her şey çok nettir ve herkes koruma altındadır. Zaman ve enerjilerini dışarıdaki tehdit ve tehlikelere ya da şirketlerinin daha fazla insana faydalı olması için nasıl gelişebileceğine harcarlar. Çalışanlar ise, onlara verilen görevden daha fazlasını sunmak için hem istekli hem de kendilerini adanmış hissederler.

Burada çalışan kişiler daha çok çabaladıklarında kimin hayatına sihirli bir dokunuş yaptığının farkındadırlar. Yaptıkları işten keyif alır ve orada bulunmaktan gurur duyar burada çalışanlar.

Bu şirketlerle çalışmak hem çalışanlar hem de tedarikçiler için çok önemlidir. Onlarda emek ve haklarının kalmayacağını bildikleri için karşılıklı bir kazanç içine girerler. Tabi ki bu şirketler ile çalışabilmek de değerlerine sahip olmayı ve büyük gayreti omuzlamayı gerektirir.
Fedakarlıklar karşısında yılmamayı, kazanmaktan çok kazandırmayı hedeflemiş kişi ve kurumlarla çalışırlar. Çünkü kendileri de aynı zihniyeti benimserler.
Bu bakış açısı da işbirliği ve dayanışma ürettiğinden, birbirine savaş açan rakiplerden daha uzun süre ve daha fazla kazanan sonuçlar ortaya çıkarırlar.

Hande Muğlalı
Hande Muğlalı Akademi- Eğitmen/Kurumsal Danışman

Save
Cookies user preferences
We use cookies to ensure you to get the best experience on our website. If you decline the use of cookies, this website may not function as expected.
Accept all
Decline all
Functional
Tools used to give you more features when navigating on the website, this can include social sharing.
AddThis
Anladım!
Decline