Verimlilik

TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin altıncısını “30. özelleştirme yılında sanayi KİT’leri”ne ayırdı.

·    Türkiye’de 1985’te başlatılan özelleştirme, geride 30 yılını bıraktı ve bu sürede başta birçok KİT olmak üzere, çok sayıda kamu arsası, varlığı, lisans hakkı satıldı. Özelleştirmenin düğmesine basmadan önce, 1985’te KİT’lerde 653 bin kişi çalışıyordu, sayı 2014 sonunda 122 bine, yani 6’dan 1’e indi. KİT sisteminin Türkiye milli gelirine katkısı 1985’te yüzde 6,2 iken 2014’te yüzde 1’in altına geriledi. 1996’da KİT sistemindeki kuruluş sayısı 60 iken 2003 sonrası hızlanan özelleştirmelerle 30’ncu yılında 26’ya inmiş durumda.

 

·    Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) verilerine göre, 1985’ten 2015’e, özelleştirme gelirleri 65,5 milyar doları buldu. Özelleştirme uygulamasının yüzde 87,5 gibi ezici çoğunluğu 2002 sonrasında gerçekleşti.

·    65,5 milyar doları bulan özelleştirmelerin yüzde 39’unun geniş anlamda sanayi KİT’lerinin satışından elde edildiği görüldü. İmalat sanayiinde faaliyet gösteren KİT’ler, enerji üreticisi KİT’ler ve madencilik sektöründeki kamu işletmelerinin satışından elde edilen gelirler 25 milyar doları geçti.

·    Özelleştirme gelirlerinde en büyük pay sahibi sanayi kuruluşları, EÜAŞ, TÜPRAŞ, ERDEMİR, TEKEL ve PETKİM oldular. Gerçekleşen 25 milyar doları aşkın KİT sanayi kuruluşunun satışının yanı sıra, sayıları 100’ü aşan irili ufaklı ve Anadolu’nun özellikle azgelişmiş illerine dağılmış kamu işletmesi de kapatılarak KİT’lerin tasfiye süreci sürdürüldü.

·    1970’li yıllarda yapılan kamu yatırımlarının yüzde 30’u sanayi sektörüne aitti. 1980 sonrası ise kamunun sanayiye yatırımı neredeyse durduruldu ve payı hızla azaldı. Kamu yatırımları ağırlıkla karayolu odaklı ulaştırma sektörüne kaydırılırken sanayiye yapılan kamu yatırımlarının payı 2014’te yüzde 1’in altına indi.

·    Kamu kesiminin sanayiden uzaklaştırılmasıyla, toplam imalat sanayi içinde de KİT’lerin yeri hızla daraldı. Yine 1970’li yıllarda imalat sanayi yatırımlarının yüzde 30’una yakını KİT’ler tarafından gerçekleştirilirken, 2014’te bu pay yüzde 1’in altına indi.

·    Bu büyük tasfiyenin ardından, KİT’lere sanayide, enerjide yatırım kapıları kapatıldı. Ancak, onlardan doğan açık, özel sektör yatırımlarıyla kapatılamadığı için Türkiye hem sanayisizleşme sorunu yaşamaya başladı, hem de enerji arzı güvensizliği sorunu ile karşı karşıya kaldı.

·    Özelleştirmeden elde edilen 65 milyar doları aşan gelirin ise, ÖİB verilerine göre yüzde 60’ı Hazine’ye aktarıldı ve kamu açıklarının daraltılmasında kullanıldı. Diğer yüzde 40’lık kısım ise sistemin faiz giderlerine, borç taksitlerine, ÖİB bürokrasisine ağırlıkla harcandı.

Raporun sonunda ise KİT’lerden sanayileşme yolunda yeniden yararlanılması gerektiği belirtilerek şu görüş savunuldu:

“Gelecek yılların ekonomi politikaları saptanırken, bu 30 yılın muhasebesi de iyi yapılmalı ve zararın neresinden dönülürse kârdır, atasözü anımsanarak kamu işletmeciliği potansiyeli, sanayileşmeye, istihdama, bölüşüme, bölgesel dengeye yaptığı katkılarla yeniden hatırlanmalı ve gerektiği yerlerde KİT’ler tereddütsüz bir şekilde yeniden sanayinin aktörü olmalıdır.”